Planlarımız Neden Başarısız Olur?

Wharton Okulu araştırmalarına göre insanlar yeni ve önemli hedeflerini yeni yıl gibi belirli dönemlerde takvime kaydetme eğilimindeler. Araştırmacılar bunu “yeni başlangıç etkisi” olarak adlandırıyorlar. Ne yazık ki bu etki pek uzun sürmüyor.

İstatistiklere göre on Amerikalıdan dördü yılın başında plan yapıyor. On kişiden ikisi en az birkaç yıl bunu tekrarlıyor. Gerçekten başarılı olanlar ise yüzde onu bulmuyor. Birçoğumuz planlarımıza birkaç hafta sadık kalabiliyoruz, yarımız bile yılın yarısına kadar dayanamıyor.

Bırakmanın birçok sebebi var. Kimisi için hedefler net değil. Sağlıklı olmak, kilo vermek, para kazanmak gibi hedefler belirgin değildir. “Yeni başlangıç etkisi” bilinçli olmaktan yoksundur. Bu hedeflerin duygusal bağlantılı olduklarını söylemek zordur.

Başka bir neden ise hedeflerimiz zorunluluklardır, istediklerimiz değildir. Bizim yapmamız gereken şeylerdir. Başka şeyleri daha çok isteriz bu sebeple de kararlarımızı yarı yolda bırakırız.
Hedeflerimizin gerçekleşmemesinin sebebi bizim başaramayacağımıza inanmamızdır.

Bunun gibi pek çok sebep var ve hepsi planımızı gerçekleştirmemizi engelliyor. Ancak bir sebep diğer sebeplerden daha çok karşımıza çıkıyor. O da: gerçekten başaracağımıza inanmıyor oluşumuz.

Hedefinizin Zehirlenmemesine Dikkat Edin

Yukarıda bahsettiğimiz istatistiklere göre yirmili yaşlardaki insanların çoğu elli yaş üzerindekilere nazaran hedeflerine ulaşıyor. Harris Poll’un iddiasına göre insanlar yaşlandıkça planları “oyalanma” olarak görüyor. 65 yaş üzeri insanların üçte ikisinden fazlası amaçsız olduklarını düşünüyor.

Neden? Hayal kırıklıklarına karşı kendimizi güçlendirmenin yollarından biri umutlanmayı bırakmaktır. Onlarca yenilgi ve başarısızlıktan sonra pek çok kişi iyi bir gelecek fikri için şüpheye düşüyor. (gençler için az tecrübeye sahip olmak aslında bir fırsat!) Eğer hayallerinizin imkansız olduğuna inanıyorsanız hayallerinizi gerçekleştirmek için uğraşmazsınız. O kadar zahmete ne gerek var? Hiç başlamazsınız veya gereken önemi vermezsiniz.

Başaracağımıza inanmadığımız için planlar başarısız olabilir. “Your Best Year Ever” kitabında ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere şüphe hedefin zehridir. Pek çok kez karşılaşmışızdır ama yine de birkaç örnek verelim:

  • Marketteki işim çok kötü. Asla daha iyi bir iş bulamayacağım.
  • Bu kiloları asla veremem. Yıllarca uğraşıyorum zaten.
  • Evliliğim kötü gidiyor, eşimin umurunda bile değil.
  • Bu bağımlılıktan kurtulmam mümkün değil çok stresli bir hayatım var.
  • Para konusunda yeterli değilim faturalarımı bile zorla ödüyorum.

Yeni yılda daha iyi şeyler olur diye umuyoruz ama hemen sonra şüpheye düşüyoruz. Bu şüpheye bir de işten sıyrılma, başarısızlık ve daha çok umutsuzluk ekleniyor. Yıl sonunda nefret ettiği işi yapmaya devam eden, hasta hisseden, mutsuz ve meteliksiz kalmak şaşırtıcı bir sonuç olmuyor. Gördüğünüz gibi bu sonucu öngörebilmek için müneccim olmaya gerek yok.

Ne Ekersen Onu Biçersin

Bazıları Çekim Yasasına inanıyor. Ancak düşüncelerimizin geleceğimizi nasıl etkilediğini açıklamanın çok daha basit bir yolu var: beklentisi için de olduğumuz şeyi yaşarız.

Beklentilerimiz biz mümkün olduğuna inandığımız şekilde değişir.

1928’de sosyolog olan William Thomas demiş ki “Hayalini gerçek gibi tanımlarsan, sonuçları gerçek olur.” 20 yıl sonra başka sosyolog Robert Merton, Thomas teoremine bir terim buldu “kendi kendine yetme kehaneti”. Düşünür Karl Popper bunu trajik yaşantısı olan mistik Yunan karakterinden ilham alarak “Oedipus etkisi” olarak isimlendirdi.

Beklentilerimiz biz mümkün olduğuna inandığımız şekilde değişir. Böylece bu beklentiler ve inançlar algılarımızı ve hareketlerimizi şekillendirir. Bu da demek oluyor ki sonuç da değişir. Yani gerçeği şekillendirebiliriz.

Gidişatı Değiştirmek İçin Kolay Bir Alıştırma

Dünya üzerinde bizi sınırlayan pek çok çeşitte inanış var. Gerçek değişim bu inanışları daha iyi duruma getirmedikçe olmaz. Kitapta bunun aşamaları ayrıntılarıyla mevcut. Ama temelinde çok basit. (Bu alıştırmayı bir kağıt üzerinde veya Evernote üzerinden yapabilirsiniz. Sayfaya iki sütün çizin, Evernote için tablo oluşturabilirsiniz.)

Yeni yılda istediğiniz bir şey düşünün –kendiniz için, aileniz için; maddi, duygusal, manevi şeyler olabilir, ne isterseniz. Kendinize sorun: seni o şeyden alıkoyan ne? Sol sütuna cevabınızı yazın.

Şimdi yazdıklarınızı karşılaştırın. Yazılanlar doğru mu? Abartılmış mı? İşe yarar mı? Yanıtlarınız yanlışsa farklı ne yapardınız? Yapabileceğiniz cevapları çıkartın ve olabilecek başka açılarla tekrar cevaplandırın.

Sağ sütunda ise, yeni veya gözden geçirdiğiniz doğru ve işe yarar düşüncelerinizi yazın.

Aşağıdaki örneği inceleyebilirsiniz.

Kısıtlayıcı düşünce Yapıcı düşünce
Marketteki işim çok kötü. Asla daha iyi bir iş bulamayacağım. İhtiyacım olan iş için gerekli niteliklere sahibim. Sadece kendimi tanıtmanın iyi bir yolunu bulmalıyım.
Bu kiloları asla veremem. Yıllarca uğraşıyorum zaten. Kilo vermek için yardım isteyebilirim.
Evliliğim kötü gidiyor, eşimin umurunda bile değil. Evliliğim benim davranışlarımla farklı olabilir. Bu sorumluluğu alabilir ve bu değişimi sağlayabilirim.
Bu bağımlılıktan kurtulmam mümkün değil çok stresli bir hayatım var. Stresle başa çıkmanın başka yollarını denemeliyim.
Para konusunda yeterli değilim faturalarımı bile zorla ödüyorum. Temel ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar para kazanıyorum, bunu arttırabilirim.

Sağ sütuna yazdıklarınız, hedefinize varmak için kişisel manifestonuz olsun.

Bir hedef, arkasında düşünce olduğu sürece güzeldir. İmkansız olmayan bir algı oluşturmak en iyi geçecek yılınız için ilk adımınız olsun. Güzel haber: Bu güne kadar yaşadığınız başarısızlıklar, hayal kırıklıkları sizi yormuş olabilir ama bunlar geleceğinizi belirlemez. Değişim elinizde…

Kaynak: Evernote Blog

WoW

zamanının çoğunu hukuk fakültesinde geçiriyor.

Sevebilirsin...