Faili Meçhul – İkinci bölüm

Faili Meçhul – İkinci bölüm

Çığlıklar, kahkahalar, korku… Kabus dolu bir gece daha geçmişti sonunda. Tahmin ettiğim gibi okuduğum kitap tesirini göstermiş ve rüyalarımı süslemişti(!). Gözlerimi ovuşturdum. Kol saatime baktım, 03.54’ü gösteriyordu. Yani gece yarısı durmuştu saat. Evde başka saat de yoktu. Sefilleri oynuyordum.

Kalktım. Tam banyoya elimi yüzümü yıkamaya gidecektim ki; suların kesik olduğunu hatırladım. Sonra mutfağa gittim, ıslak bir mendille elimi sildim ve kendime abur cubur bir şeyler (şu süt döküp yenilenlerden) hazırladım. Karnım kazınıyordu. Masaya oturmuştum ki, zil çaldı. Kimseyi beklemiyordum. Açıkçası kimseyi de çekemezdim bu moralle. Kaseden bir kaşık aldım. Evde yokmuş gibi davranmaya karar vermiştim. Ama kapıdaki her kimse zile defalarca basıyordu. Bir kaşık daha aldıktan sonra kalktım, kapıya gittim. Kapı deliğinden bakınca takım elbiseli birini gördüm. Çekiliş mi kazanmıştım, yoksa ayağıma kadar iş teklifine mi gelmişlerdi. Kapıyı açmadan sordum:

-Kim o?
-Ben Hasan Ekim. Haciz memuruyum. Yanımda da Avukat Yaşar Narlıoğlu var. Metin Gündoğdu’nun evi değil mi?

Haciz mi?.. Ne çabuk… Oysa… Demek o kadar yalvarmamın faydası olmamış gaddar patrona. O kadar da söylemiştim, bir iş bulunca ödeyeceğim diye. Önce işten attı, şimdi de… Haciz… Zaten yıllanmış mobilyalardan başka evimde ne bir televizyon, ne de bir bilgisayar vardı. Beyaz eşya olarak bile sadece, belime kadar gelen buzdolabım ve bir çalışıp bir bozulan çamaşır makinem vardı.

-E… Evet.
-Kapıyı açar mısınız?
-Tabii buyurun.

Kapıyı açmamla haciz memurunun içeri dalması bir oldu. Yanlarında iki kişinin daha olduğunu fark ettim. Bunlar eşyalarımı taşıyacak adamlar olmalıydı.

-Size nasıl yardımcı olabilirim, Hasan Bey?
-Zorluk çıkarmayarak.
-Efendim?
-Pek çok kişi haciz sırasında tatsızlık çıkarıyor. Tabii kolay değil, her şeyin bir anda uçup gitmesi. Ama ne yapalım biz de emir kuluyuz.
-Anlıyorum, ama neden bana geldiniz? Mesele ne?
-Öncelikle, anlamanıza sevindiğimi belirtmek isterim. Sizin sorunuza gelince… Sizin daha iyi bilmeniz lazım. Necmi Selçuk’tan (ex-patronum) aldığınız borçları günü geçmesine rağmen ödememişsiniz. İşte evraklar. Şimdi, müsaade ederseniz, evinizdeki eşyaların bir değer analizini yapayım.
-Elbette.

Önce sular kesildi. Şimdi de evimdeki eşyalar haciz yüzünden gidecekti. Neyim var neyim yok hemen hepsini alacaklardı. Eyvah… Eğer borç için evimdeki eşyalar yetmezse, hapse girecektim. Hepsinin sorumlusu o Necmi denen vicdansızdı.
Hasan Ekim, birkaç dakika içinde geldi:

-Yine iyisiniz. Mobilyalarınız borç için yetecek gibi.
-İnanamıyorum. Şimdi öylece alıp götürecek misiniz?
-Hı hıı, geçmiş olsun.

Yanındaki adamlara işaret etti. Onlar da koltuk, kanepe ne mobilya varsa alıp kamyona yüklediler ve gittiler.

Dipteydim artık. Geriye buzdolabı, masa, yatağım ve ev telefonum kalmıştı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Telefonun yanına gittim. Rehberden Necmi Selçuk’un numarasını buldum. Numarayı çevirdim. Neyse ki henüz telefonumu kesmemişlerdi.

-Alo?
-Neden Necmi, neden?
-Kiminle görüşüyorum.
-Bir hafta daha mühlet istemiştim, sen de kabul etmiştin.
-Metin sen misin?
-Daha iki gün olmamıştı, Necmi. Eşyalarımı aldın.
-Daha fazla bekleyemezdim. O paraya hemen ihtiyacım vardı. Zamanında ödeseydin.
-Beni işten sen attın Necmi. Çalışmadan nasıl para kazansaydım.
-İş bulsaydın kendine.
-Yeni kovulmuş bir müdür yardımcısına kim iş verir?
-Sana verdiğim borç parayla ne yaptın. İş kursaydın onunla.
-Kolay mı sanıyorsun? Üç günde iş mi kurulur?
-Banane.
-Allah’ın belası herif. Beni kovdun, çünkü yardımcındım ve genel müdür beni müdür olarak görmek istiyordu, senin yerinde.
-Saçma sapan konuşma. Seni işe almak için ben kefil olmuştum.
-O formalite icabıydı. Kefil olmanı genel müdür istemişti. Yalan mı?
-Bu neyi değiştirir. Ben müdürüm, sense çulsuz.
-Köpek.
-Hahaa..hahahaaa…

Telefonu kapattı. Ne tür bir insan benim durumumdaki birine kahkahalarla gülebilir. Evet, Necmi tam bir caniydi. Artık sabrım taşıyordu. Öfke bütün hücrelerime işliyordu. Ellerim titremeye başladı. Ne yapacaktım ben? Geriye bir tek ümidim kalmıştı: Borç parayla yaptığım girişimden gelecek müspet cevap. Onu beklemekten başka çarem yoktu.

-DEVAM EDECEK-

Serinin Diğer Yazıları:
Faili Meçhul – Birinci Bölüm
Faili Meçhul – Üçüncü Bölüm
Faili Meçhul – Dördüncü Bölüm
Faili Meçhul – Beşinci Bölüm

İsmail Sarbay

Hekim. Opereyşın'ın kurucu ortağı ve isim babası. Görseli yazıya tercih etmesiyle tanınır. Hobilerine titizlikle sarılır.

Sevebilirsin...