İBB vs. Writers

İBB vs. Writers

GraffitiYazının başlığına bakıp da animasyon falan sanmayın. Bir ara sık sık böyle başlıklı animasyonları tanıtıyorduk sitecek. Ayrıca çeşitli sebeplerden dolayı uzun bir süredir yazı yazamamıştım, kusura bakmayın.

Başlıktan birşey anlamayanlar için kısaca izah edelim.İBB malumunuz İstanbul Büyükşehir Belediyesi oluyor. ”writer” da graffiti(sprey boyayla süslü sanatsal yazı yazmak) yapan kişilere deniyor. Evet şimdi başlıktan ufak ufak bir şeyler anlamaya başladığınızı hissediyorum.

Graffiti birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yasal değil ve genellikle illegal olarak kamu duvarlarına yapılıyor. Son 1-2 senedir yükselişe geçen graffitiye Türk gençlerinin ilgisi büyük, sağdan soldan gördüğümüz kadarıyla. Ancak belediyeler pek bir müzdarip bu durumdan.

6 ay öncesine kadar İstanbul’da senede 2-3 defa genel temizlik babından graffitiler boyanır ama bu writerların canını yakmazdı. Ancak bu 6 aylık sürede, belediye iki haftada bir duvarları boyar oldu. Gece yapılan işler sabaha belediye tarafından boyanmakta. Eskiden rengarenk olan duvarlar, artık belediyenin koyu gri rengiyle, parça parça ve kötü görünüm ortaya çıkaracak şekilde boyanmış.

Ancak bu durum writerları durdurmuş değil. Halen inatla boyamaya devam ediyorlar. Hatta geçen haftalarda bu durumu protesto etmek için E5’e 2006’da yapılan duvarlara 2 sıra çizgi çektiler ama o çizgiler bile 1 gün dayandı.

Pek çoğumuzun ilgisini çekmeyen bu durum aslında içten içe bir savaşa dönüşmüş durumda. Writer gençler vandallık dozajını attırmış vaziyette.

Kişisel görüşümü soracak olursanız, graffitilerin bir zararı yok gibi. Öteki türlü duvarlar zaten iğrenç gözüküyor. Bırakın boyasınlar, rengarenk boyalı duvarın kötü değil bence.

Burda işin bir başka boyutu çıkıyor karşımıza. Şimdi diyorsunuz ki; “Sahiden ne zararı var graffitilerin?”. Garipler, polis korkusuyla o kadar riske atılıp boyuyorlar sonra ertesi gün göremiyorlar bile işlerini. Belediyenin bu tutumunun altında graffitinin yanlış tanınmasının sebebi yatıyor. Genel olarak satanist ya da anarşist damgası yiyen writerlar, olayı bu yanlış anlaşılmaya bağlıyorlar.

Olaya bir de açılan her ihalenin belediyenin cebine ek kazanç sunması eklenince, olan bu savaşta kat kat boya yiyen ve iğrenç gözüken İstanbul duvarlarına oluyor. Bakalım ne kadar dayanacak, bu savaşta sur görevi alan duvarlar, merakla bekliyoruz.

Ömer Faruk Kocaağa

Okumakla meşgul olan yazar, sopayla kovalanıp yazı istenmesi üzerine ürküp 1-2 yazı yolladı, akabinde de yazar kadrosuna dahil oldu. Genelde toplum konularına eğilen bu yazar, ara sıra siz nadide okuyucuları güldürmeye çalışsa da, biz onu umutsuz vaka olarak görüyoruz. Çekinmeden yazdığı için dili biraz sansürleniyor ama yazıları sitemize ayrı bir renk katıyor.

Sevebilirsin...