Kategori: Edebi Hezeyanlar

Bir Ayıcık Masalı

Ben küçücük bir çocukken, babam bana masallar anlatırdı. Aslan Kral’ın kralı olduğu ormanlar ülkesinin maceralarıydı bunlar. Standart masal temalarını kombine ederek doğaçlama anlattığı masallardı. Masalları, 5 kişilik ayıcık ailesinin gözünden dinlerdim. Baba, anne ve 3 yavrudan...

Zannediyoruz ki…

Hayallerimizde yaşıyoruz. Gerçek hayatlar yaşadığımızı zannetsek de, gerçek bu: Hayallerimizde yaşıyoruz. Diğer çocukların “daha güzel” olan oyuncaklarını görerek başlıyoruz hayata. Ailielerimize aynı oyuncakları aldırmayı başardığımızda, diğerlerinin yeni oyuncaklarının olduğunu görerek üzülüyoruz. O oyuncakların

Amerika’daki eczacı amca

“Eczaneler bakkal oldu” diye yakınıldığını duyardık bir vakitler. Şimdi devran tersine döndü, marketlerin eczane olup olmaması tartışılıyor. Vatandaştan yükselen tereddütlere, itirazlara kulak verince meselenin pek anlaşılmadığını düşünüyorum. Galiba markete gidip bulgur, makarna, deterjan alır gibi antibiyotik...

Angarya mı, yardım mı?

Onlu yaşlarımda, her çocuk gibi, insanlar tarafından takdirle karşılanacağını düşündüğüm bütün meziyetlerimi ortaya dökmekten zevk alıyordum. Arkadaşlarıma okulda yardım etmek, çevremdekilerin öğrenmek istedikleri bir şeyi internetten araştırmak, çalıştıramadıkları oyunları ve programları çalıştırmak ve bozulan bilgisayarlarını tamir...

Tekir kazak

Gecenin en sustuğu saatte kar yağdı, gördüm. Kimseler fark etmeden kulağıma fısıldayışların gibi, usul usul kar dokundu şehrimin saçlarına, karlar uçuştu uyku durgunu yüzünde gözünde, karlar sokuldu boynuna, gıdısına… Sabah oldu, yine yağdı kar; ağaçların üzerine,...

İnternetin fişini çekin!

İnternet, çok büyük bir mecra. Henüz ortaya çıkışının üzerinden çok uzun bir zaman geçmiş olmasa da, bu mecranın bilgi yükü, yazılı basını geride bıraktı bile. İnternetin ilk yıllarında eğlence olsun diye hayatımıza giren “surfing” veya Türkçe’de...

Can Böyle Feda Edilir

Bir doktorun başından geçen bir hadise: Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek hayat şansı, 5 yaşındaki erkek kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan kıl payı kurtulmuş ve kanında o...

O şehir…

Karanlık şehir… Puslu şehir… Gülen yüzlerin değil, asık suratların olduğu; neşeli insanların değil, üzgün insanların yaşadığı şehir. Beraberimde getirdiğim içimdeki çocukluğun beni usulca terk ettiği, yerini dişleri dökülmüş sessiz ve kimsesiz bir ihtiyarın aldığı şehir. Zamanın...