“Kural”ın sigarası!..
Misafir yazar Checka, Uganda’dan bildiriyor:
Sigara karşıtlığı ve çevreci faaliyetleriyle de tanınan, Guinness Türkiye Fahri Temsilcisi, Gana ve Benin Fahri Konsolosu, İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi) öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Kural’ın (adamın ünvanlarını yaza yaza bir hal olduk, yaptığına bakın şimdi) şikayeti sonucu aralarında Teoman, Yılmaz Erdoğan ve Mustafa Altıoklar gibi ünlülülerin bulunduğu 100’e yakın kişi adliyelik oldu. Prof. Dr. Orhan Kural, “gençleri sigaraya özendirdikleri” gerekçesiyle bu kişiler hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunmuştu. “So what?..” diyenler acele etmesin, önce aşağıda bu konu hakkında yazdıklarımı okusun.
Bu konuyu iki yönde ele alalım. Biiir, sinemanın amacı, toplumun aynası olmak değil midir? Türkiye’de bilmemkaç milyon insan sigara içerken, televizyoncu bunu görmezden gelip filmlerinde göstermeyecek mi? Televizyonların ütopik yayınlar yapması taraftarı mısınız? Hem söylesenize, sokaktaki “Hakan abi” sigara tüttürüyorsa, televizyonlarda sigara bir kare bile görünmese ne işe yarar?
Gençleri sigaraya alıştıran, yine gençler olduğuna göre, işe böyle baltalama sigara görüntülerini karartma tarzıyla girmek, bataklığı kurutmadan sivrisinek kovalamaya benziyor.
Üstelik bir filmde, bir şarkıda bir şeyler anlatmak istediğinizde, elinizdeki bütün imkanları kullanırsınız. Bu bazen sigaradan çekilen derin bir nefestir, bazen de gözlerden akan bir iki damla yaş… Eğer ortada bir hüzün varsa, orada hüzünle ilgili tüm öğeleri kullanırsınız. Eğer bir filmde asker sigara içmiyorsa, “o asker kimsenin özlemini çekmiyor” anlamı çıkarılacaktır, ister istemez. Evet, sinema yoluyla sigara reklamı yapılmasına karşıyız, ama bırakın da gerektiği yerde kullanılsın.
Bir de olayın şu yönü var: Sigaraya karşı büyük ambargolar (yasalar,davalar..) varken, alkole hiç dokunulmuyor. Mesela, Dr. Orhan Kural’ın dava açtığı kişilerden biri de Teoman. Dava sebebiyse konserde sigara içilmesi. Ama aynı Teoman, konserlerinde sponsoru olan bira markasının birasını içiyor, bunu niye dava konusu etmiyorsunuz? Eğer gençleri zararlı şeylerden uzak tutmak amacındaysanız, önce korumaya en kötüsünden başlayın. Sigarayı düşman ilan edip, alkole, uyuşturucuya ses çıkarmamak, pek iyi niyetlilik gibi görünmüyor nedense…
Bir kesim de “Sigara kullanıldığı ortamda bulunan herkese zarar veriyor, ama alkol sadece kişinin kendisine zarar veriyor. Bu yüzden alkole bu kadar yasak getirilmesi gereksiz.” diyor. Bak seeen… Alkol meğer ne masum (!) şeymiş! Be hey vicdansızlar, be hey yalancılar! Bugüne kadar sigara kafasını bulandırdığı için evini yakıp yıkan, karısını çocuklarını döven, onları beş parasız bırakan, sarhoş halde yolda yürürken birkaç parmaklık su birikintisinde sızıp boğularak ölen gördünüz mü? Eğer “alkol ölçülü kullanılırsa böyle olmaz” fasofisosunun ardından gidenlerdenseniz, biz de şöyle diyelim: “Sigaranın ölçüsüz kullanımı bile böyle birşey yapmıyor!”
“Gençleri zararlı alışkanlıklardan uzak tutalım!” sloganıyla yola çıkıp, “Gençleri çevresine zarar veren alışkanlıklardan uzak tutalım!” düşüncesiyle hareket ediyorsanız, baştan söyleyin de egoizminizi çevrecilik sananlar, baştan anlasınlar ne olduğunuzu.
Tekrar durup 3. sayfa (Kazalar, cinayetler) haberlerini düşünün. Kaç tanesi uyuşturucu sebebiyle, kaç tanesi alkol sebebiyle, kaç tanesi sigara sebebiyle?.. Sonra azcık daha düşünüp; alkol alıp trafik polisinin uzattığı alete üflememe komedilerini, kendini kaybedip ailesini kesenleri, trafikte zigzaglar çizenleri hatırlayın. Şimdi bu alkol, nasıl oluyor da çevredekilere de zarar vermiyor?
Elinizi vicdanınıza koyun Sayın Kural! Sizce de bu işte bir adaletsizlik yok mu?
o ünlülerin hepsi cezâya müstehak. sokakta sinemaya taşıyacak başka adam kalmamış gibi hep hırsız, uğursuz adamların filimlerini yaparlar. çaldık ama garibandık çalmak bizim hakkımızdı mesajı verirler. bu yılmaz erdoğan’ın filimlerinde sigarayı da içkiyi de esrarı da kullanan gerçekte kendine hayrı olmaması gereken adamlar hep bir şekilde herkesten daha nâmuslu daha insan adamlar olur. insanlar bunlardan göre göre herhalde herkes böyle biz de ayak uyduralım diyerek sokakta da benzer manzaraları oluşturdular. kötüyü iyiye numûne göstermek iyi bir şey midir? zıttı hemen ütopik olmak mıdır? gerçekte her zengin milleti soymuş, her müslüman üç kâğıtçı, her vatansevme ustası kahraman mıdır? bu ve benzeri filimlerin gerçeği yansıttığını mı düşünüyorsunuz? bence esâsen herkes kendi propagandasının peşindedir. ve emin olun bu progpagandaların hiçbirisi sizi bizi düşünerek hazırlanmamıştır. sigara da çok yoğun propagandası yapılan bir şeydir. sigara hayranı olurken de karşıtı olurken de kimsenin gazına gelmeyin. size faydası olmayan hiçbir propagandanın savunucusu olmayın. benim tavsiyem budur.