Spoilercılar Toplanın: Sonunu Bilmek Hikayenin Tadını Arttırıyor!

Favori dizinizin finalini kaçırdığınızda, izleyene kadar spoiler yememek için tüm sosyal medyadan kaçınırsınız. Bu… bir… Zorunluluktur. Bir spoiler’a yakalanma riski çok yüksektir ve tam anlamıyla hiçbir şey yanlışlıkla sezonun son büyük ters köşesini öğrenmekten daha kötü değildir. Diğer yandan spoiler okumamak, bu… Sonu mahvettikleri için Facebook arkadaşlarınızı azarlamayın; onlar sadece işleri sizin için daha iyi hale getiriyorlar. Biraz minnet gösterin, değil mi?

Sonu Mahvetme, Bana Sonu Söyle

2011’de Psychological Science’ta yayınlanan bir çalışmaya göre, hikayelerden spoilerlar almak hikayelerin tadını bozmuyor. California Üniversitesi San Diego’dan araştırmacılar; John Updike, Agatha Christie, Roald Dahl ve Anton Çehov gibi yazarlardan 12 kısa hikayeyle 3 tane deney yürüttüler. Her öykü bir ters köşe, gizem ve ironi içeriyordu.

Hikayeler katılımcalara 3 durumda verildi:

Son, parçanın giriş kısmında açığa çıkarılmıştı. Son, hikayeden ayrılmış başka bir metinde görünüyordu, ya da son hiçbir yerde afişe edilmemişti. Çalışma, katılımcıların spoilersız hikayelerden çok, spoilerlı hikayelerden eğlendiğini ve en çok hikayenin sonunun ayrı bir metinde yazılı olduğu durumu tercih ettiklerini buldu.

Başka bir deyişle, yanlışlıkla gördüğünüz spoilerlı Facebook durumu, seyrettiğiniz dizinin sezon finalini daha iyi hale getirecek. Buna spoiler paradoksu desek de teknik olarak spoiler paradoksu değil. Sonları bozmamak için bu kadar uğraştıktan sonra, aslında bozmanın onları geliştirmesi biraz ironik. Eğer bu araştırmaya inanıyorsanız, “Spoiler yok!” cümlesini sonu saklamamak olarak yorumlayabilirsiniz.

Uyarı: Spoiler İçerir

Şimdiye kadar hikaye anlatıcılığında temel sayılan her şeyi yıktığımıza göre, büyük soruyu ele almalıyız: Neden ters köşeleri, büyük afişeleri, kapanış darbelerini önceden bilmekten zevk alıyoruz? Bir filmin, kitabın ya da televizyon dizisinin sonunu bilmek, sonu tahmin etmeye çalışırken zihinsel enerjinizi harcamak yerine beyninizde ayrıntılara yoğunlaşmak için boşluk bırakır. Çalışmanın yazarları “Sonuçla ilgili gerilimin kritik olmayabileceğini ve estetik niteliklerden ve ilişkili detaylardan dikkatin dağıtılmasıyla keyfin kaçabileceğini” açıklıyorlar.

Hiç tekrar tekrar izlemeyi sevdiğiniz favori filminiz yok mu? (Elbette var – ve bu sizin için de iyi!) Esasen neler olacağını bilmek hikayeyi daha kolay bir şekilde anlamamıza yardımcı olur. Ve 2001’deki bu araştırma insan beyninin kolay kavrayacağı şeyleri gerçekten sevdiğini söylüyor.

2011’deki araştırmanın eş yazarı Jonathan Leavitt, “Sonunda ne olacağını bilince, her şey kavramsal açıdan daha kolay olur, bilgiyi daha rahat işlersiniz ve hikayeyi anlamaya daha derinlemesine odaklanabilirsiniz.” diyor. Bu bilgiyi bir sonraki Netflix aleminize götürürken, Bruce Willis’in bütün film boyunca ölü olduğunu bilin. Rica ederim.

Kaynak: Curiosity

Sevebilirsin...