Çok “daha az”…
Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız var;
Daha geniş otoyollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var…
Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz;
Daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz.
Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz;
Daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var…
Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz;
Daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var…
Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok problemimiz;
Daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var…
Çok fazla yiyecek tüketiyoruz, çok savurganca para harcıyoruz,
Çok az gülüyoruz, çok hızlı araba kullanıyor, çok çabuk kızıyoruz.
Çok geç saatlere kadar oturuyor, çok yorgun kalkıyoruz,
Çok az okuyor çok fazla TV izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz…
Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık.
Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz.
Gerçekten de, George Carlin’in söylediği gibi “Zaman artık, hızlı hazırlanan ve yavaş sindirilen yiyeceklerin; büyük adamlar ve küçük karakterlerin; yüksek kârlar ve sığ ilişkilerin zamanıdır…”