Etiketlendi: şiir

Sonbahar Hikayesi

Yağmur başlar yağmaya, önce ılık ılık, sonra serin serin… O capcanlı duran yapraklar başlar solmaya sonra… Havalar erken kararır. Dallarda doğdukları günkü gibi, düşer yapraklar usul usul. Yazın hiç esmeyeceği sanılan rüzgar, başlar esmeye. Bir katken...

Bilgisayar, bilgisayar…

Bilgisayar mahkumlarına ithâf olunur. Eski insanlar n’apardı, ben hep buna şaşarım. Ne zaman evime gelsem, hemen sana koşarım. Senin karşında mutluyum, ben seninle coşarım. Bilgisayar, bilgisayar, benim sevgili yarim. Aman sakın sen bozulma, ne olur sonra...

Baba

Baba, evimizin direği, altın gibi yüreği. Eşek gibi çalışır, sanki sağım ineği. Ona biz baba deriz, o getirir biz yeriz. Bulamayız dünyada onun gibi bir keriz. Varlık yokluk bilmeyiz sıramızı vermeyiz. Siparişler gelmezse babamızı sevmeyiz.

“Hayırlı İş”in Sırrı!

Bir tarafta babası, “Kendini sakın” diyor bir tarafta anası “Giy, süslen, dolaş” diyor Büyük abisi çok sert, küçüğü pek kalender Bir akıl verin dostlar, bu kızı ne edeler?

Satıcı Nine

Bizim sokaktan geçen bir nine vardı. Seksen-seksen beş yaşlarında kadardı. Bahçesinde sebze yetiştirir, toplardı. Sonra tek tek her eve getirir, satardı.

Kûşe-i Arı Dil

Doğabilim, toplumbilim, Eskidi halıyla kilim. Olasılık, bellek, tasa, Özgündür daim Te–De–Ka

Kendi Suç İşler de…

Toplaşıp dört arkadaş bir gölgeye Niyyet etmiş başlamışlar öğleye Bitmeden farzın henüz ilk rekati Çıkmış oradan bir Muhammed ümmeti “Merhaba yâhu!” diye vermiş selam;