Japonya Notları
Japonya’yı gezmek için en popüler zamanlar, sakuraların açtığı ilkbahar ve yaprakların kızıla boyandığı sonbahar.
Biz sakura zamanı gittik Japonya’ya. 26 Nisan günü Aeroflot Havayolları ile Moskova aktarmasıyla birlikte 14 saatte Tokyo’da olduk. Japonya Türkler’den vize istemiyor.
Biz Tokyo’yu gezmek için 3 gün ayırdık. Bu arada eğer sakura zamanı gidecekseniz Japonya’ya, otel rezervasyonunuzu ve uçak biletinizi önceden halledin, bu zamanlarda Japonya’da otel bulmak çok zor.
İlk gün Asakusa’da bulunan Sensoji tapınağını gezdik. Aynı zamanda bu tapınağın önünde panayır gibi yiyecek ve hediyelik eşya standları bulunuyor.
Bu tapınağa çok yakın Skytree var. Skytree, Burj Halife‘den sonra Dünya’nın en yüksek kulesi olma unvanına sahip. Kule dediysem aslında yayın kulesi ve 634 m yüksekliğe sahip kuleye çıkılabiliyor.
Teknolojik eşya severseniz Akihabara da buraya çok yakın. Akihabara’da her türlü teknolojik eşya ve cosplay bulabilirsiniz. Aynı zamanda burada Maid Kafe de bir hayli fazla. Maid kafe ne diye soracak olursanız eğer, Türkçesi Hizmetçi Kafe yani burada garsonlar animelerdeki hizmetçiler gibi giyinip sizi bir sahip gibi onore ediyorlar. Maid kafeler Japonya’da çok popüler!
Japon insanın çok farklı zevkleri var. Özellikle hayatlarında manga ve animenin yeri, filmlerden çok daha fazla. Gezerken çizgi film karakteri gibi insanlarla karşılaşmak çok normal. Böyle tiplerin genelde bulunduğu yer Harajuku.
Bizim Tokyo’da en çok sevdiğimiz yerlerden biri Shibuya Park‘tı. Sakuraların en güzel açtığı yerlerden biri Shibuya Park. Tabi Tokyo’da birdolu park var. Sakura zamanı Shibuya park da çok kalabalıktı. İnsanlar sakuraların altında piknik yapıyor, dans ediyor, müzik yapıyor; bayağı sosyal bir ortam anlayacağınız. Biz bizi ip atlamaya davet eden çocuklarla ip atladık ve çok eğlendik ama genelde Japonlar çok sıcakkanlı olmadıkları için çok nadir insanın başına gelir.
Shibuya Park’tan çıktıktan sonra, yürüyerek Meiji Jingu Şinto tapınağına gittik. Burada geleneksel Japon düğünlerine şahit olabilirsiniz. Aynı zamanda etrafının ormanlık olmasından dolayı son derece sakin.
Shibuya Meiji Jingu’dan sonra, biz bir arkadaşla buluşmak için Shinjuku’ya gittik. Kalabalık ne demek Shinjuku’da gördük. Ne kafelerde oturacak yer bulabiliyorsunuz, ne de kalabalıktan yollarda rahat yürüyebiliyorsunuz. Biz buluştuğumuz arkadaşla oyun salonuna gittik ve anime oyuncağını makinadan alabilme umuduyla 3 oyuncak parasını makinaya yedirip rahatladık. “Japonya Hatırası” onların özel makinalarında fotoğraf çekildik. Makinanın esprisi gözleri ekstra büyük göstermesi.
Bayağı eğlendik ve Tokyo’da gezmeyi bitirdik.
Şimdi ne yenip ne içilir? Pahalı mı? Çok çok pahalı. Farklı yemeklere açıksanız Japonya deniz ürünleri zengini. Biz Japon yemeklerinin kimini sevdik, kimini sevmedik. Japon yemeklerini yiyemezseniz, Tokyo’nun her yerinde Saizeriya adında İtalyan restaurantı var. Fiyatları uygun. Biz genelde makarna yedik. İngilizce menüsü var.
Tokyo’da aynı zamanda Türk dönerci de fazla, ancak biz helal kesim olduğundan emin olamadığımız için yemedik. Ulaşım için tabiki metro hep metro. Şehirler arası için biz JR Pass aldık 7 günlük. Kısa sürede çok yer gezdik bu sayede. JR Pass ne derseniz, Japon Demiryolları’nın turistler için yapmış olduğu bilet. Gitmeden önce İstanbul – Harbiye’de bir acenteden aldık, 7 günlük bilet 243 dolar.
Bu biletle hızlı trenleri 7 gün içinde sınırsız kullanabiliyorsunuz. Aldıktan sonra istediğiniz tarihte aktifleştirebiliyorsunuz. Biz Tokyo’dan Nikko’ya geçeceğimiz gün aktifleştirdik. Tokyo içinde metro biletleri ucuz olduğu için JR Pass’i en akıllıca kullanalım dedik.
Bundan sonraki durağımız kendisi küçük, tarihi ve güzelliği büyük Nikko şehri.