Etiketlendi: hasret

Fatih

Fatih’in kömür kokan dar sokakları tanır beni. Kimliğini yitirmemiş vakur caddeleri tanır. Bak! Polikliniğimizin ebe ablası, station tipi ambulans arabayla hemen şu köşede beliriverecek az sonra. Alt komşumuz bakkal amca Hacdan yeni dönmüş. Hayaller kurarak, yenice...

İnan ki, yeter…

Kimsenin olmadığı bir yerlerde; Koşmak istiyorum gidebildiğim yere kadar… Yorulunca durup, sesim kısılıncaya kadar bağırmak,

Sen, Sonunu Getiremediğim…

Sen; kışlarımın kavuşamadığı bahar, dallarımın dökemediği tomurcuk, topraklarımın kavuşamadığı yağmur, şafaklarıma doğmayan güneş, kanarak içemediğim pınar, içime çekemediğim nefes, özlem duyduğum gençlik, sonunu getiremediğim cümle…

Şimdi asmaların ağlama zamanı

Derler ki; asmalardan üzüm salkımları güz aylarında toplanırmış. Ve salkımlar dalından koparıldığında asmalar ağlarmış. Bu yüzden bu aylara asmaların ağlama zamanı denirmiş. … Güz, her zaman bir hüzün kaynağı mı olmuştur? Yoksa değişimin habercisi mi?

Çocukluk Kahramanım

Babacığım, sensiz ilk yazı hayatımın. Dün gece annemle yaşadığınız eve gittim yine. Balkon her zamanki gibiydi. Tentesi yer döşemesi, masası, sandalyeleri… Ama sen yoktun canım babam. Yerin boş kalmıştı. Balkonun, masanın bir tarafı değil sadece boş...

Bekleyenler

Beklemek acıdır bilirim. Gurbetin tozlu yollarında, Meşeler Köyü’nün köhnemiş misafir evinde, karları erimeye yüz tutmuş Efeler Tepesi’nin yamacında, bunaltıcı öğle güneşinde bir çınar gölgesinde, Anadolu gecelerinin ayazında üşümüş bir dağ evinde şahit oldum beklemelere. Günlerdir, aylardır,...

Yalnızlığa inat!

Şimdi ocağa bir çay, Servise bir bardak fazla koymalı… Yalnızlığa inat! *** Geçip karşısına oturmalı bir masanın, Yüzündeki tebessümü kaybetmeden. Muhabbetinden hoşlanmadığını sanmasın diye

Ağlamak

Gözyaşı tuzlu dediler ya bize. Yanlış konuşmuşlar. Tadı alabildiğine acı ve burukmuş. Bizden saklamışlar. Ağlamak, göze ait dediler ya bize. Alabildiğine kandırmışlar! Ağlamak, göğsün tam orta yerine aitmiş oysa. Ustaca unutturmuşlar.