Aylık Arşiv: Ekim 2014

Fatih

Fatih’in kömür kokan dar sokakları tanır beni. Kimliğini yitirmemiş vakur caddeleri tanır. Bak! Polikliniğimizin ebe ablası, station tipi ambulans arabayla hemen şu köşede beliriverecek az sonra. Alt komşumuz bakkal amca Hacdan yeni dönmüş. Hayaller kurarak, yenice...

Küheylan

Tanıyorum bu bakışları… Şimdi sen, şafak vaktine beş kala, günün doğmayışına huysuzlanan küheylansın. Sen, açmaya yüz tutmuş tomurcuğa, “Niye açmıyor!” diye kızan bahçıvansın.

Eden Bulur

Söyleyen ne güzel söylemiş: “Her kemâlin bir zevâli, her zevâlin bir kemâli var!” Hayat dediğimiz bu tek yönlü mecburi yolculukta, vaktimizin çoğunu, doğrudan veya dolaylı olarak insanlarla iletişim kurarak geçiriyoruz. Hem de doğumumuzdan ölümümüze kadar.

Kara Kutu

Bir mikroskop merceği altında kan hücrelerini inceleme fırsatı bulsanız, tıpkı biz insanlar gibi olduklarını görürsünüz. Birbirini takip edenler, birbirine yaklaşanlar, birbirine çarpanlar, birbiriyle bir olanlar, birbirinden ayrışanlar… Tıpkı insanlar gibi. Hayatta, hepimiz çeşitli roller üstleniyoruz. Koskoca...

Dolunay

Ay şekli dolunay, mor zeminde sarı safir Bahçem gül bezeli, bülbüller yine misafir Meltem esiyor bak, şu bildik iyot kokusu Kuşlara nazenin, sineklere mütenafir

Geert Hofstede’ye Göre Türkler

Gerard Hendrik Hofstede, kültürler arası ilişkileri ve kültürel dinamikleri inceleyen Yahudi asıllı bir yazar ve sosyolog. Kültürel çalışmalarda sıklıkla referans gösterilir. Kültürlerle ilgili araştırma yapma fikri, 70lerde IBM’in Avrupa genel merkezindeki insan kaynakları departmanında çalıştığı sıralarda...