Kategori: Edebi Hezeyanlar

Hediye kime ait?

Bir zamanlar, Uzak Doğu’da büyük bir savaşçı yaşardı. Artık yaşlanan bu samuray, vaktini gençlere manevi dersler vererek geçiriyordu. İlerlemiş yaşına rağmen, insanlar onu kimsenin mağlup edemediğine inanıyordu. Bir gün, yaşlı samurayın kasabasına, vicdansızlığıyla tanınan bir savaşçı...

Bir eski zaman ahengi…

İki tarafı da, sanki biribirlerinin omuzuna dayanarak güç almaya çalışan ihtiyarlar gibi, kamburu çıkmış yarı kâgir, yarı ahşap binalardan oluşan, arnavut kaldırım bir sokak hayal edin… Evlerin bazıları, birbirlerine “bir kol mesafesi” boşluk vermiş olsun. Aralarda,...

Sizin dert ağacınız var mı?

Hepimiz, her gün hayatın başka başka noktalarında, çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Her defasında, önümüzde 2 seçenek oluyor: “Yükümüzü, başkalarının sırtına yüklemek” veya “kendi sıkıntımızı, kendimize saklamak”. Herkes, karşısındakinden ikinci seçeneği uygulamasını beklese de, çoğunlukla birinciyi, yani yükümüzü...

Zamana yenilen oyunlar

Hayır, “just another” nostalji yazısı değil. Twitter ve Facebook‘tan da bahsediyor hem. Eskiden, çok eskiden, hani bilgisayarlara “kompüter” dediğimiz zamanlarda, kullanıcıların bu aletlerden beklentileri bugünkünden oldukça farklıydı. Kimse bu aletlerle 3D animasyonlar hazırlayıp render alabilmeyi beklemiyor,...

Hipokrat Yemini

Ne zaman tıp ahlakı üzerine bir tartışma açılsa, “hekimlerin Hipokrat Yemini ettikleri” dillendirilir. Medyanın bu yönde propagandası o kadar etkili olmuştur ki, günlük hayatta da; arkadaş çevresinde şakayla karışık, hastalarla ilişkilerde ise ciddi ciddi “Hipokrat Yemini...

Şimdi yaslan omzuma…

“Her veda, elveda değildir.” … 12:29… Saate bakarsanız, dakikaların geçmesi saatler sürer derler. Bir saatin gelmesini bekliyorsan, saate bakmayacaksın. Yoksa bir hapishane köşesinde, kalan günlerini pürüzlü duvarlara attığı çentiklerle sayan mahkumlar gibi, her gün yüz günlük...

Uçmayı istemek

Düşünüyorum. Gecenin ilerleyen saatlerine, insanın içini üşüten serin bahar rüzgârlarına rağmen düşünüyorum, penceremde. Yakınlardaki fabrikanın hiç susmayan sesleri, rüzgârla çoğalarak ulaşıyor kulaklarıma. Kulaklarımı tıkamak istiyorum. Karanlığı yırtarcasına geçen tek tük arabanın belli belirsiz ışıklarını görüyorum. Düşünüyorum.

Papirüsle blog tutmak

Aklımıza gelen her şeyi, anlamlı olup olmamasına bakmadan bloglarımızda yazıyoruz. Peki ya şartlar farklı olsaydı? 3000 küsür yıl öncesinin Mısır’ında, yazılar, papirüs üzerine yazılırdı. Önce, o zamanlar Nil Deltası’nda bolca bulunduğu tahmin edilen bir çeşit sazlık...