Rusların Nükleer Deniz Fenerleri

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri

Rusya, dünyanın yüzölçümü bakımından en geniş ülkesidir. 17.075.200 km2‘lik bir alanı kaplar ki, Türkiye’nin yüzey alanını en az 20’ye katlar.

Ancak yüzölçümünün çok geniş olması her zaman faydalı değildir. Bazen zararı, yararını aşar. Bir devlet, kendisine ait olan toprakların tamamına hakim olabilmelidir bir kere. Her köşesine yollar yapılmalı, her noktasına raylar çekilmelidir mesela.

Rusya da, eski dönemlerden beridir bu dertten muzdariptir. Harita üzerinde her yeri birbirine benzer; ancak binlerce kilometrelik kuzey kıyıları kutup dairesinin içindedir. Dile kolay, yılın 100 günü gökyüzü karanlıktır, gidenler geceyi gündüzü birbirine karıştırırlar.

“Kim ne yapacak oralarda?” demeyin, Rusya’nın doğusuyla batısı arasında nakliyat yapmanın en kolay yolu kuzey kıyılarını takip etmektir, Sovyetler döneminde bile nakliye gemileri bu güzergahı takip etmeyi avantajlı bulurlar.

Ancak bitmeyecek gibi görünen geceler gözlerini korkutur, yollarını kaybedip girintili çıkıntılı kayalıklara çarpmaktan korkarlar. Gerçekten de o dönemin gemilerinde günümüzde kullanılan uydu sistemleri yoktur, gemiciler “keskin gözlü” insanlar olmak ve önlerini görmek zorundadırlar.

Haliyle, ışık olmadan önlerini görmeleri mümkün değildir.

Birisi çıkar, “Deniz Fenerleri inşa edelim” der. Nasıl olur bilmiyoruz ama, bu fikri kabul görür, en yakın yerleşim yerinden yüzlerce kilometre ötede olan, binlerce kilometrelik kıyı şeridini deniz fenerleriyle donatmaya karar verirler.

Fikir kağıt üzerinde olur gibi dursa da, ciddi bir problem vardır: Deniz fenerlerini inşa etmek 1 dertse, çalışır halde tutabilmek 10 derttir. Her hangi deniz feneri gibi çat kapı bakım yapmak mümkün olmaz.

Hasılı, inşa ettikten sonra kimsenin gidip uğraşmak istemeyeceği bu “seri üretim deniz fenerleri”nin, uzun yıllar bakıma ihtiyaç duymadan çalışabilmeleri gerekmektedir.

Yine birisi ortaya çıkar, “Nükleer enerji kullanalım” diye fısıldar. Zaten “nükleer” dönemin trend enerji kaynağıdır, ne iş olsa nükleer reaktörlere yıkarlar.

Burada da öyle olur, minik reaktörler üretip deniz fenerlerine yerleştirmekte karar kılarlar. Bu reaktörler yıllarca kendi kendilerine çalışır, aydınlık günlerde feneri söndürür, karanlık günlerde yakar ve yakındaki gemilere sinyal yollarlar.

Sovyetler’in çöküşünün ardından bir süre daha çalışır halde kalan bu deniz fenerleri, sonunda geçen günlere yenik düşerek âtıl duruma gelirler. Yağmacılar deniz fenerlerini yağma eder, işlerine yarayabileceğini düşündükleri her parçayı yanlarına alıp giderler.

Ancak, minik (!) bir noktayı atlar, bu deniz fenerlerinde nükleer reaktörlerin bulunduğunu unuturlar. Hırs gözlerini öylesine bürümüştür ki, reaktörlerin parçalarını da çalarlar. Sonuçta, deniz fenerlerinin çevreleri radyoaktif kirlenmeye maruz kalır. Yağmacıların başına neler gelmiş olabileceğini siz düşünün.

Aşağıdaki fotoğraflar, bahsettiğimiz nükleer deniz fenerlerinden birine; Rusya’nın en doğusunda yer alan, yerleşim yerlerine en yakın olan deniz fenerine ait. Şu sıralar deniz fenerinin çevresindeki yollarda büyük harflerle “RADYOAKTİVİTE” yazıyor.

Geçmişte insanları durduramayan bu işaretler, bugün de işe yaramamışa benziyor.

Fotoğraflar, English Russia‘dan alınmıştır.

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri - 4

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri - 5

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri - 6

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri - 7

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri - 8

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri - 9

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri - 10

Rusların Nükleer Deniz Fenerleri - 11

İbrahim

Hekim. Yazar, beğenirse çevirir, kod yazarak eğlenir. 2002'den beri internette yazıyor.

Sevebilirsin...

2 Yanıt

  1. hijacker dedi ki:

    nükleer enerji kullanımı o kadar abartılacak zor bir iş değil. size ne kadar büyük geliyorsa o kadar zor olabilir. adam deniz fenerine koyuyor. santralini yapmak mı zor olsun?

  2. Muhammet CÜN dedi ki:

    Çok güzel bir fikir o deniz fenerlerine nükler sistemi kurmak.Yani adamlar en absit bir deniz fenerine kuruyorlar biz hala enerjimizi barajlarla doğalgazla ateş pahası fiyatlarlatemin deiyoruz.Allah sonumuzu hayır etsin.