Haydi üniversiteye!

Haydi üniversiteye!

Türkiye’de; üniversite bitirmek = İş bulma şansı olması. Yani tüm lise mezunları için böyle bir karamsarlık tabi ki mevcut değil. Okunan bölüme ve okula göre çok şeyler değişebiliyor. Ancak biraz bizim tutumumuz, biraz ülke şartları bu iki mefhumu neredeyse eşit hale getirdi.

Temel sorun aslında şu: Mesleki eğitim eksikliği. Yani liseyi bitren her gencin ‘‘Yahu bi baltaya sap olalım!” endişesiyle; ÖSS den gelen puanla neresi olursa oraya gidelim diyerek, bir bölüme ”kapağı atması”.

Maalesef ülkemizdeki eğitim sistemi de pişkin pişkin “Evet, buna ben müsade ediyorum, ne olacak?” diyor.

Peki eğitim sistemimiz nasıl olmalı? Bu konuda Almanya bize gayet güzel rehberlik yapabilir. Almanya’da eğitim çocuk yuvalarından başlıyor. Zorunlu olmasa da ailelerin %60 küsürü okul öncesi eğitime evet dermiş orada. Bizdeki ilköğretim okulu onlarda ”grundschule”. Haliyle zorunlu. Ancak eğitim 6 yaşında başlıyor ki bence erken başlaması çok önemli.

Alman sıbyanları 4 sene temel düzeyde bir eğitim aldıktan sonra, karşılarına iri yarı muhtemelen sarışın ve fifa99’daki hakemlerin bıyığına benzer bir bıyığı olan görevli; bu çocukları ve ailelerini karşısına alıyor ve diyor ki: ”Grundschule’u bitirdiniz. 3 adet seçeneğiniz var! Ama öyle size seçtirmeyiz! Sizin görüşlerinizi almakla beraber, biz bu 4 senede gözlemlediğimiz ve çeşitli şekillerle sınadığımız genci yönlendirecez.”

Alman amca diyedursun ben size seçenekleri söyliyeyim: ”Realschule, Hauptschule ve Gymanasium”. Şimdi bunları biraz anlatalım.

Realschule: Bizdeki ortaokul gibi birşey. Eğitim süresi 6 sene. Amacı genelde bir mesleğe yönelim için temel oluşturmak. Peki 6 sene okuyunca ne olacak? Realschuleabschluss (yazana kadar dibim düştü) adlı bir okul bitirme sınavına tabii tutulacaksınız. Eğer başarılı olursanız; mesleğe yönelik meslek okullarına ya da meslek liselerine yönlendirileceksiniz.

Hauptschule: Eğitim süresi beş yıldır ve realschule’dan daha basit bir mesleki eğitim verir. Amacı meslek yaşında kalifiye eleman yetiştirmektedir.

Gymanasium: Bizdeki lisenin ortaokulla birleşmiş hali gibi birşey. Eğitim süresi 9 yıl. Tamamen üniversite ve akademik eğitime yönelik temel eğitim verir. (Bizde böyle ayrım olsa herkes çocuğunu torpille gymanasium’a sokmaya çalışırdı.) Ayrıca, üniversiteye girmek için ”Abitur” adı verilen lise bitirme sınavı şart. Yani gymanasium’u bitiren herkes istediği yere giremiyor.

”Yeter ula elin gavurunu övüp duruyon!” diyenleri duyar gibiyim. Şimdi gözlerinizi kapatıp ortaokul-lise yıllarınıza geri dönün. İkisi birleşince hafifletilmiş gymanasium oluyor galiba bizdeki. Meslek liselerinin kan ağlıyan durumuna girmeye bile gerek yok. Biz ilkokul 4’te mevsimleri sayarken, el oğlu ileride bu çocuk neci olur onu hesaplıyor.

Şimdi sarsıcı bir sona hazır olun! Google amcayla yazı için birşeyler bakarken dumur oldum diyebilirim. “Nasıl?” diyecek olursanız: “Türk eğitim sistemi” diye arama yapınca 5. sırada, bir ödev sitesinin, milli eğitimin sitesinden hazır aldığı ödev çıkıyor. İşte bu haldeyiz.

Ctrl c, ctrl v, haydi üniversiteye!

Ömer Faruk Kocaağa

Okumakla meşgul olan yazar, sopayla kovalanıp yazı istenmesi üzerine ürküp 1-2 yazı yolladı, akabinde de yazar kadrosuna dahil oldu. Genelde toplum konularına eğilen bu yazar, ara sıra siz nadide okuyucuları güldürmeye çalışsa da, biz onu umutsuz vaka olarak görüyoruz. Çekinmeden yazdığı için dili biraz sansürleniyor ama yazıları sitemize ayrı bir renk katıyor.

Sevebilirsin...