Kan temizleyici
Hastalık hastası insanlar vardır. Hafif soğuk alsalar öleceklerini sanır, nezle olsalar iki hafta yataktan çıkmazlar. Bu hastalık histerisi kendilerini o kadar kaplamıştır ki, çevrelerindeki her olaya kötümser bakar, öksüren çocuğu veremli sanarlar. Mesele bununla da kalmaz, herhangi bir fiziki belirti olmasa bile kendilerini hasta hissederler. Kan Temizleyici’yi duysalardı, herhalde ilk onlar alırlardı.
Kalemden küçük olan bir alet kullanılarak, çiçek, ebola ve diğer virüslerin kandan temizlenmesi artık mümkün.
Biyolojik silah uzmanlarını korkutan bir senaryo var:
Elbette senaryonun zayıf noktaları var. Öncelikle çiçek virüsü, artık neredeyse hiç görünmemesine rağmen, bazı ülkelerde ilmi amaçlarla (veya bu isim altında) saklanıyor. Bu stoğa sebep olarak, ileride çiçeğin tekrar yaygınlaşması halinde acil çözüm bulabilmek amacını gösteriyorlar. Tabii saklama konusunda da iyi fikirli olmayan bilim adamları var. Bu bilim adamları, “Afrika’nın bazı ücra yerlerinde hala çiçek hastalığının görülmesine sebep, büyük devletlerin biyolojik silah denemeleridir.” diyorlar. En büyük delil olarak kızılderilileri çiçek mikroplu battaniyelerle katleden Amerika’nın kurucularını gösteriyorlardır belki de.
Bu da ilki gibi bir komplo teorisi elbette, ama böyle bir saldırı ihtimalinin (Nedense hep Amerika vurulur.) Amerika’ya teröristlerin atom bombası atması gibi uçuk bir ihtimal olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu tip virüslerin saklandığı labaratuarlar da, santraller kadar güçlü koruma altındalar.
Neyse konumuza dönelim. Yeni bir alet, komplo teorisyenlerini sevindireceğe benziyor. San Diego’da kurulu küçük bir biyoteknoloji şirketi olan Aethlon Medical, kandaki virüsleri temizleyen taşınabilir bir alet ürettiğini duyurdu. Hemopurifier isimli bu alet, yalnızca çiçek mikrobunu temizlemekle kalmıyor, Marburg ve Ebola gibi başka virüsleri de kandan def ediyor.
Hemopurifier, küçültülmüş bir diyaliz makinesini andırıyor. Diyaliz makinesi gibi kandaki mikropları filtreden geçiriyor. Fakat bu aletin normal diyaliz makinelerinden bir farkı var: Filtreleme özelliğinin dışında, labaratuarlarda üretilmiş, cyanovirin gibi, pek çok virüs çeşidine bağlanabilen ve kanı temizleyebilen antikorlar da içeriyor. Bu antikorlar, genetik olarak değişmiş virüs türlerine etki edebilmeleri için değiştirilebiliyorlar.
Aethlon, aletin iki tipini üretmiş. Bunlardan ilki hastanelerde kullanılmak üzere üretilmiş, bir ayak uzunluğunda ve yaklaşık 2,5 cm genişliğinde. İkincisi ise dışarıda kullanılabilecek şekilde üretilmiş, yaklaşık bir kalem uzunluğunda. Hastaneler için üretilen tip, pompaya bağlanarak çalıştırılırken, kalem kadar olanı için kalp atış gücü yeterli oluyor.
Şirket, hayvanlar üstündeki testlerini tamamlamış ve Amerika’daki hastalıklarla mücadele merkezlerine ürünü yollamış. Buralardaki labaratuarlarda Ebola virüsü bulaşmış hücre kültürü testleri uygulanacak ve sonucun pozitif çıkıp çıkmayacağı denenecek. Elbette Hemopurifier’ın önünde aşması gereken zorlu bir engel var: İnsanlar üzerinde testler yapmak ve bu testlerin olumlu çıkması.
Şirket Hindistan’da insanlar üzerinde deneyler yapabilmek için izin çıkmasını bekliyor. Yıl sonuna kadar ABD’deki klinik testlerin başlamasını ümit ediyorlar.
Kan Nasıl Temizleniyor?
- Enfekte kan, Hemopurifier’ın takılı olduğu arterden alete geçiyor.
- Toksin filtreleri süzgeç gibi çalışıyorlar. Süzgeçten küçük virüsler geçiyor, büyük beyaz ve kırmızı kan hücreleriyse geçemiyorlar. Filtreler polisülfon adı verilen uygun bir plastik tipinden üretiliyor ve antikorlarla kaplanıyorlar. Böylece patojenlerin tekrar kana karışması engelleniyor.
- Temizlenen kan, aletin başka bir artere takılan 2. ucundan vücuda geri dönüyor. Bildiğiniz gibi, insan vücudu ortalama 5 litre kan içeriyor (Bu değer cinsiyete ve yaşa göre değişiyor). Vücuttaki kanın tamamı 12 dakika içerisinde Hemopurifier’dan geçebiliyor. İşlem, vücuttaki bütün toksinler temizlenene kadar devam ediyor. Bu da yaklaşık birkaç saat demek oluyor.
Bildiğimiz gibi, kana verilecek maddeler venlerden (toplardamarlardan) verilir. Bunun sebebi, artere verilecek olan maddenin direkt olarak kalbe ulaşacak olmasıdır ki, istenen bir sonuç değildir. Üstelik istisnalar haricinde kol ve bacak yüzeyindeki damarların hepsi vendir.
Hemopurifier ise artere (atardamara) takılıyormuş. Anlaşılan resimde görüldüğü kadar kolay bir takma işlemi olmayacak. Acaba 12 dakikada bütün kanı süzebilmek, vücutta yan etki oluşturmayacak mı? İnsanın aklına buna benzer bazı soru işaretleri takılıyor.
En iyisi bekleyelim, görelim.
bencede çok güsel bişi ceremdekiler banada hastalık hastası diolar ama ben kabul etmiomm tabii
karaciğer için kan tenizleyici vitamin ve gıdalar nelerdir?
Herkese Koccaman MERHABA 🙂
Ben kan temizliği hakkında bilgi ararken geldim buraya… Öncelikle bu ilginç yazı için teşekkür ederim. Hemopurifier… Kan temizleyici olarak lanse edilen bu (ilaçlı alet diyeyim) buluş, yazının sonunda da belirtildiği üzere;Yıllar içinde kirlenen ve fakat çoğunluğu böbrekler tarafından temizlenen kanı , 12 dakika içinde tertemiz yaparsa vücudun doğal dengesi bozulmaz mı? Şifa bulacağım derken bu sefer de aniden gelen aşırı sağlığı kaldıramayan vücudumuz bizi sakın alem-i ervah a göndermesin? 🙂 Neyse şaka bir yana,tüm denemeler yapıldıktan sonra insanlığa çok yararlı bir buluş olabilir ve hatta umarım olur. İlaç şirketlerinin ürettiği o saçma sapan zehirlere de avuçlar dolusu para vermekten kurtuluruz. (AMİN) Bir de ben bu tip konulara meraklı olduğum için burada konuyla ilgili anlatmak istediklerim var:
Isırgan otunu duymuşsunuzdur.Kan temizliği için tohum halinde satılan preparatları var.Sabah ve akşam birer tatlı kaşığı sek olarak ya da yoğurda,salataya,bala v.s. karıştırark yiyorsunuz(Mutlaka aç karnına).Ve 1 ay sonra kanınız gerçekten temizleniyor.
Asıl bomba ise şu:Bir kaşık İsveç şurubunu (ithal olacak ve sirkeden yapılmış olanı değil,alkol ile yapılmış olanını bulacaksınız! Tanıdığınız yoksa bile mutlaka yurt dışından ithal ederek alın.Türkiyedekilerin hemen çoğu sahte) yine taze demlenmiş ısırgan ÇAYI’nın içine döküyorsunuz.Bu küre 14 gün devam ediyorsunuz.Bir daha bırakın hasta olmayı,Allah’ın izniyle Atlas gibi tüm dünyayı sırtınızda taşıyacakmış gibi hissediyorsunuz.Burada esas oğlan Tabiiki İSVEÇ ŞURUBU.Ama ağır karaciğer hastaları,gebeler ve yoğun ilaç tedavisi görenler KESİNLİKLE KULLANMAMALIYMIŞ. Aman diyim,burada gördüğünüz yazılara bakıp haaa demek öyle, hemen başlayayım derseniz ve tansiyon gibi,karaciğer gibi benzer rahatsılıklarınız varsa sonuç iyi olmayabilir. Mutlaka çok ama çok iyi araştırıp, ve hatta doktorunuza ya da tanıdığınız,yakın çevredeki bir doktora danışıp,tahlil yaptırıp,ve hatta ALLERJİ TESTİ yaptırıp ondan sonra uygulamaya geçin.Dediklerimi kaale alacak iseniz tabii ki. Sonra Bana kötü konuşmayın değil mi ama 🙂
Kalın sağlıcakla.
Böyle maddeleri kullanmadan önce mutlaka hekimlere danışılmalı. Zaten internetten edinilen bilgilerle tedavi olmaya çalışmak gayet riskli. Bunu siz de belirtmişsiniz.
İsveç şurubu gerçekten etkileyici ama ilaç kullanan insanlar için değil.Ayrıca süt ve süt ürünleriyle kullanılırsa anında zehirliyor.Bilmeden hiçbirşeye dokunmamak lazım.Hele de internetten dolma bilgilerle…inanmak çok doğru olmayabilir.DİKKAT!
arkadaşım bu isveç şurubu ney?
İsveç şurubu meğerse hikayeymiş.Üstelik te izinsiz, sahte ve zehirli bi şeymiş, aman diyim sakın bulaşmayın.