Yaşlılık Alametleri
Huzur arayışınız arttığında…
Asla olabileceğinizi tahmin etmediğiniz oranda sabırlı olduğunuzu gördüğünüzde…
Sese, gürültüye, kavgaya karşı dayanıksızlaşıp, hayatın daha bir sükunet içinde, sorunsuz geçmesini istediğinizde…
İncinmek ve incitmek üzerine daha derin düşünerek karar vermeye başladığınızda…
“Var ya şu okul bir bitsin, bir daha hiçbir güç beni buraya getiremez!” dediğiniz lise günlerini mumla aramaya başladığınızda…
Hatırladığınız şeylerin, anneanne stili, en az on beş yıl öncesine ait olduğunu oysaki dün akşam ne yediğiniz hakkında en ufak fikriniz olmadığını gördüğünüzde…
Yağmurdan önce bacak ağrısı çektiğinizi şaşırarak fark ettiğinizde…
Yaslandığınız şeylerin sizden daha sağlam olmadığını tecrübe ile gördüğünüzde…
Uzun yürüyüşler bel ağrısı, amaçsız konuşmalar can sıkıntısı oluşturmaya, uzun telefon konuşmaları vakit kaybı gibi gelmeye başladığında…
Artık çantayı alıp çıkmak imkânsız olduğunda;
Velet yeğenlerinizin artık sizi kekeleyebildiklerini anladığınızda,
Sizden büyüklerin bir bir ölmeleri yetmezmiş gibi yaşıtlarınızın da kayıp gitmelerini hüzünle izlediğinizde…
Doğumunu hatırladığınız küçüklerin evlendiğini duyduğunuzda…
Önceden 48 saat uyumasanız bir şey olmuyorken, oturduğunuz yerde uyuya kaldığınızda…
İlk defa “ayaklarıma kara sular indi” dediğinizde,
En büyük düşmanınızın yerçekimi olduğunun farkına vardığınızda…
Toplu taşıma araçlarında yer verdiğiniz yaşlı teyzenin; “- teşekkür ediyorum yavrum, gençler dururken…” cevabını duyduğunuzda…
Merdivenleri teker teker çıkmaya başladığınızda…
Dişlerinizle ayrı yerlerde uyumaya başladığınızda…
Sabah uyandığınızda ehliyetinizdeki resminize benzediğinizde…
İlk defa “ayaklarıma kara sular indi” dediğinizde…
Dinlenmeye yorulduğunuzdan daha fazla vakit harcadığınızda…
Yere uzanıp tv seyretmeyi bıraktığınızda…
Işıkları romantizmden ziyada ekonomik olsun diye kapattığınızda…
Sadece güneş dik geldiğinde göz kırptığınızda…
Yaşlandığınızın en bi farkına vardığınız andır…