Göçmen Kuşlar ve Ben!

Hayırlı günler sevgili okurlarım;
Biliyorum aylardır büyük bir heyecanla ilk yazımı yazacağım günü bekliyordunuz. 🙂 İşte sonunda beklenen an geldi ve ilk yazımla karşınızdayım.
Yazılarım genellikle gezi yazısı tarzında olacak. Bazen yurt içinden, bazen yurt dışından gezilecek görülecek yerleri bu sayfalara taşımaya çalışacağım. Zıvanadan çıkarsam alanım dışında konularda da yazabilirim. Sonra “Hani hep gezi yazısı yazacaktın?” demeyin.
Beğendiğiniz yazılarımla ilgili görüşlerinizi alabilirim, olumsuz düşüncelerinizi çok da umursayacağımı zannetmiyorum :). Şaka bir yana, her yazının altında yorum yazmanıza imkan veren bir bölüm var. Orayı doldurup “Enter”a da basabilirseniz, yazılarımla ilgili görüşlerinizi öğrenmiş olurum.
Gezi yazısı kolay yazılabilir bir tür olmadığı, uzun bir araştırma ve düşünme süresi gerektirdiği için (Sanki diğer yazı türleri gerektirmiyor. Laf olsun işte!) sıkça yazamayabilirim, şimdiden mazur görün.
İlk yazıdan sizi sıkmış olmayalım. Biraz üzerinde çalıştığım projeden bahsederek bu yazıyı bitirebilirim sanırım:
Tam ismi “disülfit izomeraz enzimleriyle N-asetilglukozamin taneciklerinin etkileşimi hakkında teoriler ve obsesif transmembran emülsiyonunun periferal dokularda harabiyete sebep olduğu semptomlarda kinesin ve dynein aktiviteleri” olan haşmetli projemin sonlarına yaklaşmışken, kobay olarak kullandığım göçmen kuşların başka memleketlere seyahatiyle çalışmalarım ağır darbe gördü. Bundan sonra deneylerimi diğer bilim adamları gibi fareler üzerinde sürdüreceğim.

Ayrıca kaçan göçmen kuşlardan biri 3 senelik çalışmalarımızın ürünü olan karışım şişesini yutmuş. O haini bulmak için sıcak memleketlere ufak bir seyahatte bulunmam gerekecek.
Ne de olsa herşey bilim için…

Siz buralarda takılmaya devam edin.

Ben ufaktan güneylere yollanayım.