Çocukluk Kahramanım
Babacığım, sensiz ilk yazı hayatımın.
Dün gece annemle yaşadığınız eve gittim yine.
Balkon her zamanki gibiydi.
Tentesi yer döşemesi, masası, sandalyeleri…
Ama sen yoktun canım babam. Yerin boş kalmıştı.
Balkonun, masanın bir tarafı değil sadece boş kalan,
Yüreğimizin bir köşesi de boş kaldı.
Kimse kimsenin yerini dolduramıyor canım babam.
…
Kendime engel olamadım, hıçkırmaya başladım.
Annem farkedince sarılıp ağladık.
İbadetlerinde çok gayretliydin, hastalığında bile bu değişmedi.
Hiç şikayet etmedin, farkında değilmişsin gibi davrandın.
Kız çocuklarının ilk kahramanları babaları olurmuş.
Ben de senin kucağında daha bir güvende hissederdim kendimi.
Abimle oyunlar oynarken annem abimin tarafını tutar, sen de beni desteklerdin.
Çok duygusaldın.
Şiirler, yazılar yazardın profesyonelce.
Cömertliğin de başlı başına bir özelliğindi.
Bunu seni tanıyan herkes bilir.
Etrafındakilere faydalı olmaya çalışırdın, nasihatler vererek.
…
Bahçeyle uğraşmayı da çok severdin, hafta sonları.
Oradaki meyve ve sebzeler daha bir lezzetliydi senin için.
Bahçe de yetim kalmış babacığım, sanki mahsun bakıyor.
Bahçe kıyafetlerin, eldivenlerin, alet edevat sensizliğe alışamamış gibi.
Sanki çıkıp gelecekmişsin, bahçe kıyafetlerini giyip işe koyulacakmışsın ve bize seslenecekmişsin o enerjik, haya dolu halinle “Çay hazır mı çocuklar?” diye.
…
Her şey var babacığım ama sen yoksun. Hiçbir şeyin eski tadı yok. Eksikliğin o kadar belli ki.