Anlık muhasebe
Nasıl desem, o kadar anlık olduk ki: Anlık mesajlaşma, anlık hisler, anlık zevkler…
Anlık başarılar, anlık bağlar, anlık yakınlıklar ve hatta anlık hayatlar…
Sonunda da anlık anlar. Halbuki hayatta bazı şeylerin anlaşılması için “bir an”dan çok daha fazlasına ihtiyaç var. Ama nedense, Durum Güncellemelerimiz gibi anlık durumlara göre şekillenen hayatlarımızda, durup düşünmeye, hissetmeye ve durumu tenefüs etmeye vaktimiz yok.
Zaman az, yolumuzsa hiç azalmıyor! Oysa bazen geri çekilmeli, zamanın içinde bir parantez açmaya çalışmalı, olaylara bir de başkasının gözünden bakmalı, ortaya çıkan sessizlikten ders almalıyız.
Kimsenin bir şey dinlemeye zamanı yok. Nasıl olsun ki? Ancak duymaya izin veriyoruz kendimize ve ancak duyabileceğimiz kadar yavaşlıyoruz.
Söylediğimiz ve söylemediğimiz her söz, bir değerler dizisi jeneratörünün ürettiği farklı gibi gözüken benzer şeyler… Bütün konuşmalarımızın bir dökümü akşam yatmadan elimize gelse, okumaya değer bulur muyduk? Yoksa her gün benzer şeyleri okumak, bizi sıkar mıydı?! Beni bu aralar çok sıkıyor mesela.
Zamanın içinde kısa bir an, belki de yıllara tekabül eder. Sadece, durmalı, geride bıraktıklarımızı toparlamak ve yeniden yol almak için biraz sessizlik sağlamalıyız.
Belki işte o zaman, anlık olmaktan kurtulur ve hayatlarımızı kavrayan kısır döngüyü kırmayı başarırız.