Neden Öğrencilerin Yaz Tatilleri Var?
Yaygın inanışa göre, 19.yüzyılda yaşayan öğrencilerin yaz tatiline çıkma nedeni tarlada çalışacak yeterli zamanları olabilmesidir. Fakat bu iddia çok da doğru değil. Yaz tatilleri daha çok, zengin ve şehirli ailelerin çocukları daha fazla terlemesin, okulu asabilsinler ve ebeveynleri iş yerlerinde yelpaze ile vakit geçirmek zorunda kalmasın diye var.
İç savaştan önce çiftçi çocukların yaz tatilleri yoktu. Onlar en sıcak ve en soğuk aylarda okula giderlerdi ve sonbahar ve ilkbahar aylarını ise mahsullerin ekilmesi ve hasat edilmesi sebebiyle evlerinde geçirirlerdi. Bu sırada şehirli çocuklar ise yaz ayları da dahil olmak üzere tüm bir yılı inekleyerek geçirirlerdi. 1842’de kurulan ABD’nin en büyük 11. şehri ve Michigan eyaletinin en büyük şehri olan Detroit’in devlet okulu olan Detroit Public Schools’un akademik yılı 260 gün sürüyordu!
Şehirler daha kalabalık hale geldikçe gitgide bunaltıcı ve haliyle sıcaklık değerleri çokça hissedilir olmaya başladı. Bunun sebebi ise günümüzde sonsuz bir tuğla ve çimento yığınına dönüşen şehirsel yapılar ve plazalarda Kentsel ısı adası (KIA) yani kentsel gelişimle birlikte değişen toprak yapısı, azalan yeşil alanlar… Nüfus çoğaldıkça, sıcaklık arttı. Artan sıcaklıkla birlikte hava kalitesi azaldı.
Bu sebepten dolayı Amerika’nın orta ve üst sınıf aileleri, daha serin olan kırsal kesimlere doğru hızla uzaklaşmaya başladılar. Bu durum haliyle bir problem arz etmeye başladı. O zamanlar derslere katılım mecburi değildi ve yaz mevsimlerinde sınıflar yarı yarıya dolmaya başladı. Haliyle bu durumda bir şeyler yapmak gerekiyordu.
Milletvekilleri çocukların yaz tatiline çıkabilmeleri konusunda tartışmaya başlarken sonuç şu deyime bağlandı: “Bükemediğin eli öpeceksin”. Artı olarak kültürel olarak da öğrencilerin serbest zamanı olmasının önemi anlaşılmaya başlamıştı. 8 saatlik mesai dilimleri ve işçi sendikalarının ortaya çıkışıyla birlikte yetişkinler kendileri için her zamankinden daha fazla izin süresi elde etmeye de başlamışlardı. Sendikalarda aktif görev alanlar tatil zamanıyla ilgili (hatalı olarak) beynin bir kas olduğunu ve her kas gibi aşırı çalıştığında zarara uğrayacağını savunuyorlardı. Bu noktadan itibaren, “Öğrenciler devamlı olarak okula gitmemeli, çünkü kafalarını yeteri kadar yoruyorlar.” sonucuna vardılar. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, klima ile havalandırma teknolojisinin yaygınlaşmasına daha on yıllar vardı ve devlet okulları, yaz mevsimlerinde yarı dolu fırınlara dönüşüüyorlardı.
Böylece, kentsel bölgelerdeki okullar, yılın en aşırı sıcaklara sahip olan 60 günlük diliminde eğitimden yırtmayı başardılar. Köy okulları ise bu gelimenin gerisinde kalmayarak, kısa sürede adapte oldular. Elbette iş dünyası için de yeni fırsatlar doğdu. Yaz tatili işi kısa sürede öylesine büyüdü ki, sonuç olarak her yıl turizm sektörüne milyon dolarlık katkı sağlamaya başladı.