Pangolin

Bugün, görmeye pek alışık olmadığımız, hatta muhtemelen daha önce hiç görmediğiniz bir canlıyla, “Pangolin” ile karşınızdayız.

Pangolin, en kısa anlatımıyla, vücudu pullarla kaplı memeli tek canlı (Daha da kısa anlatımı “Resimdeki canlı” olabilirdi ama bu fazlasıyla kolaycılık olmaz mıydı?). Pangolin kelimesi, Malayca pang goling‘den geliyor, ki bu ifade Malayca’da “yuvarlanan şey” anlamına geliyor.

Afrika’nın ve Asya’nın tropikal kısımlarında yaşıyorlar. Bazı türlerinin soylarının tükendiği biliniyor. Boyları türe göre değişiyor. Genellikle 30 cm ile 100 cm arasında oluyor. Dişiler, erkeklerden biraz daha kısa.

Vücutları, iri keratin pullarla kaplı ve bu görünümü sebebiyle sıklıkla “kozalak”a veya “yuvarlak enginar”a benzetiliyor. Bu pullar, doğumda yumuşak oluyor ve hayvan olgunlaştıkça sertleşiyor. Keratin, bildiğiniz üzere tırnaklarımızın yapısında yer alan temel madde.  Pullar vücudun yalnızca üst kısmında ve kuyrukta yer alıyor. Vücudun alt kısmı ise pulsuz. Vücudun tamamında kıllar mevcut. Başları uzun. Dişleri yok, dilleri ise solucan gibi uzun.

Pangolinler noktürnal canlılar. Gündüzleri mağaralarda saklanıp top şeklinde uyuyor, geceleri aktivite gösteriyorlar. Uzun kuyruklu Pangolin türünün ise gündüzleri de aktif olduğu biliniyor. Toprak üzerinde veya ağaçlarda yaşıyorlar. Ağaç Pangulinleri, dallara kuyruklarını sarıp yarasalar gibi baş aşağı sallanabiliyorlar. Yavrular, anne tarafından vücut üzerinde taşınıyorlar.

Uzun dilleri ile karınca ve termitleri avlıyorlar ve bu özellikleriyle karıncayiyenlere fazlasıyla benziyorlar. Zaten sıklıkla “Pullu Karıncayiyen” olarak da adlandırılıyorlar. Dilleri karın boşluklarına kadar uzanıyor. Büyük Pangolinler, yalnızca 0,5 cm çapında olan dillerini, 40 cm’ye kadar uzatabiliyorlar.

Tehlike anında yusyuvarlak olabiliyor, başlarını kuyruklarının altına saklıyorlar. Böylece keratinle kaplı bölgeleri adeta bir zırh oluşturuyor ve düşmanlarından böyle korunmaya çalışıyorlar. Üstüne üstlük pulların kenarları bıçak gibi keskin, bu da ilave savunma desteği sağlıyor. ÜStelik şaşırtıcı derecede de iyi yüzüyorlar.

Bacakları kısa. Ön tırnakları çok uzun olduğundan, hareket ederken ön ayaklarını içeriye doğru kıvırıyor ve bu şekilde yere basıyorlar. Bu keskin tırnaklar termit ve karınca yuvalarına girmelerinde ve ağaçlara tırmanmalarında kolaylık sağlıyor.

Adeta bir Kokarca gibi, arka kısımlarında yer alan bezlerden kötü kokulu bir sıvı çıkartabiliyorlar, ancak bu sıvıyı onlar gibi püskürtemiyorlar.

Anne Pangolinler genellikle tek yavru dünyaya getiriyorlar. Yavrular doğumda 80-450 gram ağırlığındalar. Doğum sonrası ilk 2-4 haftayı yuvada geçiriyor, sonra annelerinin kuyruklarına tutunarak dünyayı tanımaya başlıyorlar. 3 ayda sütten kesiliyor, 2 yaş civarında yavru sahibi olabiliyorlar.

Tehlike

Pangulinler Afrika’nın büyük bölümünde insanlarca avlanıyor ve yeniliyorlar. Çinliler de bu hayvanın etini yiyorlar ve pullarının çeşitli hastalıklara iyi geldiğine inanıyorlar. Bunun üzerine bir de ağaçlık alanların hızla azalmasını ekleyince, ortaya korkutucu bir tablo çıkıyor:

Nesilleri ciddi tehlike altında. Zoological Society of London‘ın “nesli tükenmekte olan memeliler” listesinde yer alıyorlar.