MINI’nin serüveni
Mini; bundan 50 sene evvel, İngiliz tarzının sembolü olarak yola çıktı. Küçüklüğünü ve şıklığını bugüne dek korudu. Hâlâ kibar ve güçlü bir araba isteyenlerin en sık tercih ettikleri arabalardan biri. Peki Mini nasıl MINI oldu? İşte size Mini’nin serüveni:
Başlangıçta…
nin sonucunda ortaya çıkan petrol sıkıntısı da, insanları daha küçük araçlar almaya yönlendirmişti. Bu fırsatı kaçıramazlardı.
Hedef; daha önce üretilmiş bir motoru kullanacak, şirketin şimdiye kadar yaptığı 4 kişilik arabaların en küçüğü olacak ve bubble car’ın izini silecek bir araba üretmekti. Daha önce de Morris Minor modelini tasarlamış olan Alex Issigonis, Mini projesini sundu.
Bu projeyi çok zekice buldular. 4 kişilik bir kapasiteye sahip olması için Alex, 3 metrelik arabanın yüzde seksenini yolcu ve bagaj bölümü olarak ayırdı. Ancak kalan kısma motorun sığması lâzımdı. O da motoru yanlamasına yerleştirdi ve altına da vites kutusunu koydu. Bu da motor yağı firmalarının bu sisteme uygun yağ geliştirmelerini sağladı. Yağ hem motor tarafından hem de vites kutusu tarafından kullanılacaktı. Yer kazanmak için, tekerlekleri en uç köşelere koydu ve tekerleklerin en küçük boylarını kullandı. Tekerlek Dunlop tarafından üretilen, 8 bin kilometreden fazla dayanabilen, kauçuk süspansiyonlu ve çabuk döndürülebilen, Mini’ye çeviklik ve sağlamlık katan dayanıklı lastikler kullanılarak yapıldı.
Mini, 1959 yılında Morris Mini Minor ve Austin Seven adında iki farklı modelle, sırasıyla o günün parasıyla 497 (1245 lira) ve 537 (1345 lira) sterlinden satışa sunuldu. Mevcut renkler; nişasta grisi, tartan kırmızısı ve yavşan otu mavisi(resimdeki)nden ibaretti.
Ancak başarıya ulaşmak için daha çok yol katetmeleri gerekiyordu.
Mini imâl ediliyor.
Başlarda işler iyi değildi. -Mini çılgınlarının ifadesiyle- Elli dokuzlulardan sadece birkaç bin tane üretmişlerdi ve, kabul etmek lazım, onlar da oldukça kabaca üretilmişti. Arabanın tabanına yanlış kaynak yapılmıştı. Yani yağmurlu havalarda yolculuk demek; sürücüler için ıslanmış ayaklar, British Motor Corporation içinse uzun süren, pahalı garanti davaları demekti.
Bazı problemler çözülmüştü. Mini, daha ucuz, kaliteli ve motoru sağlam bir arabaydı. Ancak hâlâ insanlar Mini’ye pek de sıcak bakmıyordu.
Mini’yi insanlara sevdirecek bir yol bulunmalıydı. Sonunda Mini’ye şöhretini meşhurlarla kazandırmaya karar verdiler. Hemen düğmeye basıldı. Aktör Peter Sellers’tan Beatles’a, araba yarışçılarından kraliçeye kadar pek çok ünlü aracılığıyla Mini’nin benimsetilmesine uğraştılar. Nihayet Mini, 60’lı yıllarda ‘hareketli Londra yaşamı’nın sembolü oluvermişti.
Aslında hala ciddi problemlerle karşı karşıyaydılar. Tasarım, mühendislik ve imâl hataları henüz düzeltilmemişti. Arabada hâlâ sızma vardı. Kauçuk izolasyon malzemesi, yerinden kolayca çıkıveriyordu. Motor tekliyordu. Egzos dökülüyordu. Elektronik düzenek berbattı. İbre, hızı yanlış gösteriyordu. Britanya’da ve diğer ülkelerde araba imâlâtında hızla yol katedilmesine rağmen, Mini yeterli gelişim gösteremiyordu.
Problemlerine rağmen Mini’nin çok sattığını söylemiştik. Ancak maliyet fiyatına veya bu fiyatın altına satılıyordu. Yani üreticiler bırakın kâr elde etmeyi, masrafı zor çıkarıyorlardı. Nitekim 70’lerde o zamanın parasıyla 500 sterline (1250 lira) bir Mini alan Ford, araba başına 30 sterlin (75 lira) zarar edildiğini fark etmişti.
Mini yeniden sunuluyor.
1980 ve 1990’lara doğru, Mini daha küçük sayılarda olsa da hâlâ üretiliyordu. İngiltere’de ve eskiye dönük tarzının kabul gördüğü yerlerde hala satılsa da, toplu satışlar yapılamadı ve aracın satış miktarı giderek azaldı.
1994’te BMW, Mini’nin isim hakkını elinde bulunduran ve Mini’ye hava yastığı gibi bazı yenilikler katan BMC’nin yan kuruluşlarından Rover Group‘un kontrolünü ele aldı. 2000 yılında BMW, Mini’yi tamamen yeni bir şekle bürümeye karar verdi. Kendi tarzına sahip, daha modern ve daha geniş bir şekle…
Eski tip Minilerden en son Ekim 2000’de satıldı. O güne kadarki toplam satış miktarı 5,387,862 kadardı. Mini tutkunları ve sadeliği savunanlar yeni MINI‘nin (yeni isminde bütün harfleri büyük) eskisinin yerini tutamayacağını ya da en azından, Mini’nin haksız bir yolla izlenen anti-Mini tarzı bir kampanya ile baskılanmaya çalışılacağını savundular.
Bugün bile, yeni MINIlerin satış rakamının bir milyonu aşmış olmasına rağmen, çok sayıda eski Mini, Londra caddelerinde yol almaya devam ediyor.
Bu arabaları Mr. Bean’in maceralarından da hatırlıyoruz. Bean’in asma kilitli kapısıyla yeşil bir Mini’si vardı.