Agorafobi
Fobiler serimizde, psikiyatristlerin en sık karşılaştıkları fobileri mercek altına alacağız. Farklı fobileri anlatırken, zaman zaman fobiler hakkında genel bilgilere de yer vermeye çalışacağız. Bugün, agorafobi ile serimize başlıyoruz.
Nermin hanım, kalabalık mekanlarda bulunmaktan sıkılmaktadır. Bu durumu çevresinden saklamaya çalışıyor olmasına karşılık, ailesi durumdan haberdardır. Bir kaç kere alışveriş merkezlerinde çarpıntısı tutmuş, son sefer bu durumu kalp hastalığının belirtisi kabul ederek doktora görünmüştür. Doktorlar şikayetlerini sorduğunda, Nermin hanım şu şikayetleri sıralar: Çarpıntı, terleme, ağız kuruluğu.
Nermin hanımın yanında bulunan arkadaşı Hacer hanım konuşmayı keserek araya girer:
“Yüzü de domates gibi kızarıyor doktor!”
Doktorlar kendisinde panik bozukluğu bulunduğunu söylerler. Nermin hanım bu teşhisi ciddiye almaz, tavsiye edilen ilaçları kullanmaz. Sebebi sorulduğunda şöyle cevaplar:
“Panik atağım yok benim! Panik atak sinirlenildiğinde falan olur. Benimki sadece dışarıda oluyor!”
ORİJİN
Agorafobi: Yunanca kelimeler olan agora (αγορά), yani “pazar yeri” ve phobia (φόβος), yani “korku” kelimelerinden oluşmuştur.
Minik hikayemizde bahsedilen Nermin Hanımın asıl problemi “Agorafobi”dir. Agorafobi, kalabalık veya kapalı mekanlar gibi, kişinin ortamın kontrolünü elinde bulunduramadığı yerlerde paniklemesine verilen isimdir. Yalnız başına kalmaktan korkmak, yalnız sokağa çıkmaktan, kalabalık yerlere girmekten (sinema, tiyatro, tünel, köprü) ve asansör, otobüs, vapur, uçak gibi yerlerde bulunmaktan korkmak gibi durumlar da agorafobi başlığı altında incelenebilirler.
Genellikle agorafobinin sebebi bulunulan yerden çıkamama, tıkanıp kalma, hiç bir seçeneği olmama korkusudur. Yine bazı kaynaklarda agorafobinin sebebi, bu tip ortamlara çıkıldığı zaman panik atağı geçirerek insanlara rezil olma korkusu olarak gösterilmiştir.
Agorafobi, çoğunlukla kısıtlı bir bölgede veya durumda geçerlidir. Fakat bazı ağır vakalarda, kişiler agorafobi sebebiyle evlerinden bile çıkamamaktadırlar.
Panik Bozukluğu’nun pek çok tipi gibi, agorafobi de kadınlada yaklaşık 2 kat fazla görülmektedir.
Fobilerde görülen panik atakları sırasında, kana yüksek miktarlarda epinefrin maddesi salınır. Epinefrin (adrenalin), vücudun savaş yada kaç mekanizmasını tetikleyen madde olarak bilinir. Panik atağı genellikle aniden başlar ve 10-15 dakikada tavan yaparak, 30 dakika içinde sonlanır. 30 dakikadan fazla süren ataklarda, panik atak dışındaki rahatsızlıklar düşünülmelidir.
Panik atağının semptomları, çarpıntı, hızlı kalp atımı, terleme, ürperme, baş dönmesi, boğazda sıkışıklık hissi ve hızlı nefes alıp vermedir. Kişinin istemeden hızlı nefes alıp vermesi sebebiyle respiratuar alkaloz ortaya çıkar. Bu durum da, karşılaşılan semptomların bazılarına sebep olmaktadır.
Agorafobili hastaların bazıları, rüyalarında da agorafobik davranmaktan ve panikleyerek uyanmaktan şikayet etmektedirler.
Sıklık
Agorafobi’nin ABD’de bir yıllık vaka insidansı yaklaşık %5’tir. National Institute of Mental Health’a göre 18-54 yaş arası yaklaşık 3.2 milyon Amerikan vatandaşında Agorafobi görülmektedir. Panik Bozukluğu bulunan hastaların yaklaşık 3’te birinde agorafobi gelişmektedir.
Türkiye’deki sıklığıyla ilgili geniş çaplı çalışmalar yapılmamıştır. Fakat Türkiye prevalansının ABD prevalansına yakın olduğu tahmin edilmektedir.
Yazının hazırlanmasında Wikipedia‘dan yararlanılmıştır.
1 Yanıt
Agorafobi Nedir?…
Fobiler serimizde, psikiyatristlerin en sık karşılaştıkları fobileri mercek altına alacağız. Farklı fobileri anlatırken, zaman zaman fobiler hakkında genel bilgilere de yer vermeye çalışacağız. Bugün, agorafobi ile serimize başlıyor…