Nasıl Daha Anlaşılır Yazılır?

Herkes yazabilir. Ancak herkes anlaşılır yazamaz. Okuyucunun kafasını karıştıran uzun cümleler, süslü kelimeler ve içi dolmayan paragraflar ne yazık ki çok tanıdık. Halbuki iyi yazmak; süslü olmak değil, düşünceyi sade, açık ve doğrudan aktarmak demektir.

Reader’s Digest dergisinin efsanevi genel yayın yönetmeni Edward T. Thompson, 19 yıllık deneyimini 1979 yılında yayınladığı “How to Write Clearly” adlı kısa ama etkili kılavuzda özetliyor. Bu yazıda onun temel ilkelerini sizin için derledik:

Eğer yazmaktan korkuyorsanız, korkmayın.

Eğer büyük, süslü kelimeler ve yüksekten uçan ifadeler dizmeniz gerektiğini düşünüyorsanız, bunu unutun.

Etkili yazmak için — eğer profesyonel bir şair veya romancı olma hayaliniz yoksa — yalnızca fikirlerinizi basit ve açık bir şekilde aktarmanız gerekir.

Bu kolay değildir. Ama sandığınız kadar zor değil.

Yalnızca üç temel gereklilik vardır:

  1. Öncelikle, açık yazmak istemelisiniz. Ve eğer şu ana kadar benimle birlikte kaldıysanız, gerçekten istediğinize inanıyorum.
  2. İkincisi, sıkı çalışmaya istekli olmalısınız. Düşünmek emek ister — ve bu, herhangi bir şeyi iyi yapmanın temelidir.
  3. Üçüncüsü, bazı temel kuralları bilmeli ve onlara uymalısınız.

Eğer açık yazmaya çalışırken aklınıza hoş, dramatik ya da ilham verici ifadeler gelirse, sorun yok. Onları yazın.

Ama sonra, soğukkanlı ve nesnel gözlerle kendinize şu soruyu sorun: “Bu ifadeler anlaşılırlığı gölgeliyor mu?” Eğer öyleyse, dişinizi sıkın ve süsleri kesin.

Bazı temel kurallara uyun

Size her yazım sorunu için eksiksiz bir “yapılacaklar ve yapılmayacaklar” listesi veremem. Ama en yaygın sorunları kapsayan temel kuralları verebilirim.

Söylemek istediklerinizi taslaklayın

Bunun ilkokul işi gibi geldiğini biliyorum. Ama baştan nereye varacağınızı bilmeden açık yazamazsınız.

İronik biçimde bu, taslak hazırlarken bile bir sorundur (yani başlamadan önce sonu bilmek).

Bu yüzden şu yöntemi deneyin:

  • 3×5 kartlara, her karta bir fikir gelecek şekilde, söylemeniz gereken tüm noktaları yazın.
  • Kartları gruplara ayırın — birbirine yakın konuları aynı gruba koyun. (Bir otomobili tanımlıyorsanız, yakıt tüketimiyle ilgili tüm noktaları bir grupta, güvenlikle ilgili olanları başka bir grupta toplarsınız.)
  • Kart gruplarınızı bir sıraya dizin. Hangileri en önemli? Hangileri önce veya sonra verilirse daha anlaşılır olur?
  • Sonra, her grubun içindeki kartları da benzer şekilde mantıklı ve anlaşılır bir sıraya koyun.

İşte karşınızda taslağınız! Buna yalnızca bir giriş ve sonuç eklemeniz yeterlidir.

Bu yöntem hem pratiktir hem de esnektir. İstediğiniz zaman fikir ekleyebilir, çıkarabilir ya da yerlerini değiştirebilirsiniz.

Okuyucunun bulunduğu yerden başlayın

Konu hakkında ne kadar bilgiye sahipler? Okuyucunuzun bilgi seviyesinin üstüne hitap etmeyin.

UYARI: O eski (ve hatalı) “12 yaşındaki bir çocuğa yazar gibi yaz” tavsiyesini unutun. Bu küçümseyici. Ama şu gerçeği unutmayın: Amacınız bir şeyi açıklamak olmalı, okuyucunuzdan daha zeki olduğunuzu kanıtlamak değil.

Jargondan kaçının

Yalnızca belirli bir bilgi ya da ilgi alanına sahip kişilerin bildiği kelime, ifade ve deyimlerden kaçının.

Örnek: “Biyotada %100 mortalite görüldü.” yerine “Tüm balıklar öldü.” yazmak çoğu durumda daha anlamlıdır.

Tanıdık kelime öbeklerini kullanın

Başkan Franklin D. Roosevelt için konuşma metni yazan biri şöyle yazmıştı:

“Daha kapsayıcı bir toplum inşa etmeye çalışıyoruz.”

Roosevelt bunu şu şekilde değiştirdi:

“Kimsenin dışlanmadığı bir ülke kuracağız.

UYARI: Tanıdık kelime öbeklerinden kastım dilbilgisel olarak hatalı ifadeler değildir. Hatalı ifadeler kullanırsanız yazınız yine anlaşılmaz olur.

“Birinci derece” kelimeler kullanın

Bu kelimeler zihninizde doğrudan bir görüntü oluşturur. Diğer kelimeler ise önce birinci derece kelimeler üzerinden “çevirilmesi” gereken ikinci veya üçüncü derece kelimelerdir.

Birinci derece kelimeler genellikle en kesin olanlardır.

Birinci derece kelimelerİkinci/üçüncü derece kelimeler
yüzçehre, sima
kalmakikamet etmek, bulunmak
kitapcilt, eser, yayın

Konudan sapmayın

Başta yaptığınız taslak şimdi işinizi kolaylaştıracak. Artık yazdığınız her cümleye şu soruyu sorabilirsiniz:

“Bu cümle taslaktaki bir noktaya hizmet ediyor mu? Hayırsa, taslağa eklemeli miyim? Onu da istemiyorsam yoldan sapıyorum demektir.” Yoldan sapmadan ilerlemeye devam edin.

Mümkün olduğunca kısa yazın

Ne yazarsanız yazın, kısaltmak (yani yoğunlaştırmak) genellikle yazıyı daha sıkı, daha sade ve daha anlaşılır hale getirir.

Yoğunlaştırma büyük ölçüde bir sanattır. Ama herkesin öğrenebileceği ve uygulayabileceği bazı tekniklere dayanır.

Noktalarınızı mantıksal ABC sırasıyla sunun: Burada yine taslağınız işe yarayacaktır. Çünkü doğru yaptıysanız, fikirleriniz zaten mantıksal bir sırada duruyordur — A, B’yi anlaşılır hale getirir, B de C’yi. Dümdüz yazmak, bir şeyi mümkün olan en az kelimeyle açıkça söylemektir.

Okuyucuların zaten bildiği şeyleri tekrar etmeyin: Şu örneğe bakın: “Bankaların sizi kredi riski olarak nasıl değerlendirdiğini hiç merak ettiniz mi? Tabii ki, geliriniz, işiniz ve benzeri şeylerle ilgili bazı gerçeklerin birleşimi olduğunu biliyorsunuz. Ama aslında pek çok banka bir puanlama sistemi kullanıyor…” Üstü çizili bölümü keserseniz daha iyi olur.

Gereksiz kanıt ve anekdotlardan kaçının: Genellikle, bir noktayı desteklemek için bir örnek (en fazla iki) yeterlidir. Daha fazlası meseleyi uzatır. Bir konuyu yazarken aklınıza güzel bir hikâye gelirse, kendinize şu soruyu sorun: “Bu hikâyeyi anlatmak gerçekten faydalı mı, yoksa beni yavaşlatıyor mu?”

Pek çok kişi Reader’s Digest yazılarının anekdotlarla dolu olduğunu sanır. Aslında biz bunları oldukça az kullanırız ve yalnızca iki nedenle:

  1. Konu çok kuruysa, biraz “insanlık” katmak için
  2. Konunun anlaşılması güçse, okuyucunun kavramasına yardımcı olmak için

Eğer konu zaten canlı ve kolay anlaşılıyorsa, doğrudan konuya gireriz.

En yaygın kelime israfçılarını arayın: Süslü ifadeler

Süslü ifadeKısa hali
şu andaşimdi
olması durumundaeğer … ise
çoğu durumdagenellikle

Pasif fiilleri aktif hâle getirin: Bu neredeyse her zaman daha kısa bir cümle üretir:

“Kiraz ağacı George Washington tarafından kesildi.” yerine “George Washington kiraz ağacını kesti.”

Olumsuz ifadeleri olumluya dönüştürün: “Cevap dikkatsizlikte ya da yetersizlikte yatmıyor. Büyük ölçüde işin yapılabilmesi için yeterli insanın mevcut olmasında yatıyor.”

Son olarak: Daha az kelimeyle daha açık yazmak için;

Yazmayı bitirdiğinizde, durun!

İbrahim

Hekim. Yazar, beğenirse çevirir, kod yazarak eğlenir. 2002'den beri internette yazıyor.

Sevebilirsin...