Dedikodu Sinirinizi Azaltmayacak
Patronunuzun sinir bozucu istekleriyle ilgili iş arkadaşınıza, erkek arkadaşınızın sizi çileden çıkaran hatalarıyla ilgili arkadaşınıza, ya da annenizin durmak bilmeyen aramalarıyla ilgili kardeşinize… Dedikodu o an iyi bi fikir olduğunu düşünebilirsiniz. İçinde tutma ve hepsinden kurtul, değil mi? Pek de öyle değil. Araştırmalar dedikodunun siniri azaltmadığını, aksine artırdığını gösteriyor.
Birine İçini Dökmenin Riskleri
Sinirlendiğiniz bir şeyle ilgili dedikodu yapmanın etkileri pek çok araştırmanın konusu oldu. Bir arkadaşınıza içinizi döküp rahatlıyor, işte dedikodu yapıyor ya da online bir şekilde söyleniyor olun, araştırmalar bunların hiçbir şekilde size kendinizi daha iyi hissettirmeyeceğini gösterdi. Yaklaşık elli yıldır yapılan sinirin ifade edilme biçimlerini konu alan araştırmaları gözden geçirmiş 2007 yılındaki bir araştırmaya göre, dedikodunun yararlı olduğuna dair bilimsel bir kanıt yok. Araştırma yazarı ,”Dedikodu kavramı, genellikle öfkenin negatif etkilerinin iyileştirilebileceği bir yol olarak kabul edilir, diyor. “Psikolojik araştırmalar, dedikodunun yararlı etkilerine dair bir kanıt göstermiyor, hatta dedikodunun öfkenin dışa vurulması ve bu eylemin negatif sonuçlanma ihtimalini artırdığını gösteriyor.
Öfkeyi dışa vurmak sinirinizi almaz, size sadece öfkenizi hatırlatır ve yeniden sinirlenmenizi sağlar. 2007’de araştırmasını yayınlayan Jeffrey Lohr’un Science Of Us’a açıkladığı gibi, “Dedikodu düşmanca hisleri azaltmaktansa koruyor.” Ayrıca araştırmaya göre, dedikodu yapan insanlar daha sık sinirleniyor.
Online dedikodu yapıp, memnuniyetsizliklerini atmak için sinirli tweetler gönderen kişileri inceleyen 2013 yılındaki bir araştırma da benzer bulgulara ulaştı. Online eleştiriler yazan ya da okuyan insanlar o andan sonra ya daha sinirli ya da daha mutsuzlar. “Online eleştiriler yazmak ya da okumak sağlığa zararlı uygulamalar olması olası, çünkü bunları fazla yapan insanlar genellikle daha sinirli ve diğer insanlara göre daha uyumsuz ifade biçimlerine sahipler” diyor araştırma yazarı. “Aynı şekilde, online eleştiri yazmak ve okumak insanların büyük çoğunluğu için negatif ruh hali değişikleriyle bağlantılı.”
2017’de yayınlanan bir araştırmada, iş yerindeki sıkıntılara göğüs germek yerine, bunlarla ilgili şikayet eden insanların bu sıkıntılardan daha fazla etkilendikleri bulundu. Centilmenlik düşük olduğunda, kötü olaylar katılımcıların üzerinde daha kötü negatif etkilere sebep oluyor. “Hem anlık modları düşük olurken aynı gün yaptıkları işle ilgili tatmin olmuyor ya da gurur duymuyolar hem de ertesi sabah modları daha düşük oluyor” diyor araştırma yazarı. “Ama centilmenlik yüksek olduğunda — bu da katılımcıların şikayet etmediği, küçük meseleleri kafalarına takmadığı ya da endişelenmedikleri anlamına geliyor — çok ciddi olarak değerlendirilen kötü olaylar bil,e o gün ya da sonraki gün katılımcıların modunu ya da işlerine bağlılıklarını etkilemedi.”
Peki Bunun Yerine Ne Yapmalı?
Peki patronunuz sizi sinir ettiğinde, ne yapmalısınız? Bunu ille de içinize atmanız gerekmiyor. Uzmanlar 10’a kadar sayma, yürüyüşe çıkma ya da derin nefes alma gibi pratik savunma mekanizmalarını tavsiye ediyor. Ya da soruna düşmanca yaklaşmak yerine, daha yardımcı ve katılımcı bir tavırda yaklaşın. Jeffrey Lohr bu durumu şöyle açıklıyor: “İnsanların fark edemedikleri şey şu: Hakkında dedikodu yapmadığınızda, öfkelendiğiniz şey yok olacaktır. Dahası, dedikodu yapmak yerine sinirinizi kontrol etmeye çalıştığınızda, öfkelendiğiniz şeyin daha hızlı yok olacağını göreceksiniz.”