Buz suda batar mı?
“Batmaaaz!” diyorsanız, fizikle yeterince ilgilenmemişsiniz demektir. Eğer bu bilim dalıyla ucundan kıyısından ilgilenen birisi olsaydınız soruya biraz şüpheci yaklaşırdınız:
“Buza dönüşen su ile kaptaki suyun yoğunlukları eşitse batmaz!”
Doğru cevap da budur. Bildiğiniz gibi suyun, bir istisna olarak, buza dönüşünce yoğunluğu azalıyor. Hani derler ya buz üste çıktığı için denizlerde balıklar ölmüyor diye, temeli bu istisnaya dayanıyor.
Peki suyun yoğunluğu farklı çeşidi mi olur? Oluyor tabi. Bildiğiniz gibi tabiatta pekçok maddenin benzerleri var. Fakat iki maddenin bildiğimiz manada “benzer” olabilmeleri için, atomlarının yalnızca nötron sayılarının farklı olması gerekiyor. Elektron veya proton sayılarında farklılık varsa o maddeler benzer sayılamayacak kadar farklı oluyorlar.
Suyun da Ağır Su isimli bir benzeri var. Sıfat tam manasıyla oturmuş, çünkü bu maddenin sudan tek farkı biraz daha ağır (%10 kadar) olması. Haliyle öyle kaynaklardan çıkmıyor, laboratuar ortamlarında üretiliyor.
İşte bu maddeden alıp kalıbınıza dolduruyor, buzluğa yolluyorsunuz. Donduktan sonra alıp içeceğinize atıyorsunuz. Sonrası size kalmış. Etrafınızdakileri şaşırtmak için bir iki laf söyleyebileceğiniz gibi, bardağı göstermeden önce buzun neden batmayacağına dair ilmi açıklamalar yaptırdığınız arkadaşınıza herkesin ortasında bardağı gösterip “Eaa hani batmazdı kardeş? Sen bunca sene boşa okumuşsun!” diyebilirsiniz.
Peki bu meretin tek farkı ağırlığı mı?
Ne gezeer! Köşe başındaki sucudan damacanasını 5 YTL’ye aldığınız suyun (Musluktan doldurunca daha da ucuz oluyor tabi) başına “ağır” sıfatı gelince fiyatı da biraz “ağır”laşıyor. Yurtdışında 100 gramına 65 $ sayanlar varmış. Türkiye’de satılıyor mu bilmiyorum.
Yalnız önemli bir noktayı söylemeden geçmeyelim: Yazının başında bahsettiğimiz hakiki fizikçiler ve kimyacılar Ağır Su’yun ne olduğunu hemen anlamışlardır. Ağır Su nükleer reaktörlerde kullanılıyor efendim. Yok, radyoaktif falan değil, şişesiyle elinizde gezdirebilirsiniz de; sakın ola birisinin bardağına falan atmayın diyorlar.
İçiverirse sonu pek parlak olmazmış.
Türk filmleri de böylece yeni bir replik kazanmış oluyor:
– Rıfat bey, taze sıkılmış Frambuaz çeşnili Avokado suyunuzu buyrun.
– Ah Murat Bey kuzum! Bu buz kalıpları suya batmış! Yoksa, yoksa siz beni…
– Müsterih olun Murat Bey. Avokado suyunun yoğunluğu hafif sadece!
Siz yine de buzu dipte gördünüz mü içmeyin en iyisi 🙂 Aşağıda anlattığımız olay görülüyor.
Ağır suyun marifeti:
5. sınıflara göre dizayn ederseniz sevinirim lütfeen. Çünkü bunu bir tek çok büyükler anlayabilir.