Motivasyon Sağlamada Goldilocks Kuralı

İnsanoğlu rekabeti sever, tabi sadece en uygun zorluk seviyesinde olanları.

Örneğin, tenis oynadığınızı düşünün. Dört yaşındaki bir çocuğa karşı ciddi bir maç yapmaya çalışırsanız hemencecik sıkılırsınız. Maç fazla kolay gelir. Tam tersi, profesyonel bir tenis oyuncusuna karşı ciddi bir maç yaparsanız kendinizi farklı bir nedenden motivasyonu bozulmuş bulacaksınız. Maç fazla zor gelecektir.

Bu iki durumu, kendinize denk biriyle tenis oynamakla karşılaştırın. Oyun esnasında birkaç puan kazanır ve birkaç puan kaybedersiniz. Maçı kazanma şansınız var, tabi gerçekten denerseniz. Odaklandığınız alan daralır, dikkatinizi dağıtan şeyler azalır ve kendinizi tamamen görevinize odaklanmış bulursunuz. Zafer garanti değil ama mümkün. Bunun gibi görevler, bilimin de kabul ettiği gibi, uzun vadede bizi en çok motive tutan şeylerdir.

Yeteneklerinizden ciddi derecede düşük görevler sıkıcı gelir. Yeteneklerinizi aşan bir durum ise heves kırıcıdır. Ama başarı ve başarısızlığın tam sınırında olan durumlar beynimiz için inanılmaz motive edicidir. Mevcut kabiliyetimizin biraz üstüne çıkmaktan daha fazlasını istemeyiz.

Buna Goldilocks Kuralı deriz. Goldilocks Kuralı, yeteneklerinin tam sınırındaki görevleri yaparken insan tecrübesinin en yüksek motivasyonunu ifade eder. Çok zor değil, çok kolay da değil. Tam ortası…

Hedeflerinize ulaşmak için motive olmak istiyorsanız, Goldilocks Kuralı’nı hayatınızda uygulayabilirsiniz.