Amerikan-Türk ilişkileri
Bu yazı Ahmet Sarbay’ın Geçmişe Mazi Derler isimli kitabından alınmıştır.
Günümüz dünyasının hakim devleti şüphesiz Amerika Birleşik Devletleri’dir. Siyasetten ekonomiye pek çok konuda onunla boy ölçüşebilecek bir babayiğit devlet henüz yoktur. Orta Asya’dan Antartika’ya, Washington’dan habersiz en küçük bir darbe yapmak mümkün müdür?
Amerika’da eğitim görmemiş bir ekonomist, Amerika’yı ziyaret etmemiş bir siyasetçi henüz mesleki olgunluğa erişmemiş demektir!
Bugün ülke olarak bir ince köprüden geçtiğimiz için Amerika bizim “dayımız”dır. Üstelik ilişkilerimiz çok eskiye dayanır. Fakat Bahr-i Muhit-i Garbi’nin ötesindeki bu dev ülkenin cemaziyül evvelini de çok iyi biliriz.
Çok değil bundan yüz sene öncesine kadar, dünya siyasetine yön vermenin yolu İstanbul’dan geçerdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulmasında da İstanbul kaynaklı katkılar görürüz. 1700’lü yıllarda Amerikan-İngiliz savaşlarında kırmızı urbalı İngilizlere karşı, bu ülkeye gemilerle yardım taşınmıştı.
Bu esnada ticari ilişkilere de girilmiş ve 7 Mayıs 1830’da dostluk, ticaret ve turizm alanlarında diplomatik münasebetler geliştirilmişti.
O dönemde Başkan Andrev Jackson’un, Sultan II. Mahmut’a göndermiş olduğu mektuplar, Amerika gibi himmete muhtaç bir devletin, Osmanlı gibi bir cihan devletine duyduğu hayranlığın en güzel belgeleriydi…