Önyargılarımızı Nasıl Yeneriz?

Önyargılarımızı Nasıl Yeneriz?

Düşünmenin de, görme gibi kör noktalara sahip olduğunun farkında mısınız?

Hikayeye göre, altı kör adamdan, yanında durdukları bir fili tarif etmeleri istenir. Önlerinde duran şeye dokunarak hissettiklerine göre fikirlerini belirler; önlerinde duranın yılan, ağaç, duvar vs. olduğunu savunurlar. Halbuki hepsi yanılmışlardır. Ancak ortak karar vererek bu problemi çözebilirler.

Perspektif de gördüklerimizi sınırlar. Geometri, her hangi bir anda yalnızca üç yüzün görülmesine izin verir. Husserl’a göre, bütün deneyimler şekillendirilmiştir ve bilgi de vücüdumuzun perspektif sınırlarına uyar. Varsayımlar da düşünceyi sınırlandırır ve daraltır. Bir anlamda görüş mesafesinin zihinsel versiyonudurlar ve “teoriyle başlayan körlüğe” yol açarlar.

Bunu okurken, aslında sahip olduğunuz bir görsel eksikliğinizi sürekli olarak ihmal ediyorsunuz. Optik sinirlerimizin retinaya girdiği noktalar, gözlerimizin kör noktaları ve buralarda ışık reseptörleri bulunmuyor. Ancak beynimiz bu noktaları telafi ederek, görme alanımızın kesintisiz devam etmesini sağlıyor.

Beynin de kör noktaları var. Ne var ki, bu “bilişsel taraf tutma” sıklıkla gözden kaçıyor. Ezra Klein’in “kimlik koruyucu algılama” konusundaki yazısında değindiği gibi, “Araştırma sonuçları, kendi mantığımıza güvenemeyeceğimizi söylüyor.” Aslında benliğimizin, özimajımızı koruma gayretinde olduğunu fark etmek şaşırtıcı olmamalı. Beynin asıl görevi, sahibini korumak değil mi? Bu taraf tutma hepimizde var.

İşte ihtiyacını duyduğumuz mantık: Bütün insanların farkında olmadıkları önyargıları olduğuna göre, bizim de olmalı! Bir konu hakkında ne kadar emin olduğumuzu düşünsek de, kendi önyargılarımızın potansiyel etkisini kabul etmememiz mantık dışı. Mantık, desteklenmiş düşünceyi kullanmayı emreder. Tarih boyunca, başkalarına danışmak övülmüştür. Shakespeare bile şöyle hayıflanır: “Ah gözlerinizi enselerinize çevirebilseydiniz de, içlerinizi tetkik edebilseydiniz.”

Nadir dehalar dışında, insanlar tek başlarına doğru karar veremezler. Ama iki baş bile ancak, tıpkı iki göz gibi, farklı perspektiflere sahiplerse daha iyi bir sonuç verirler. “Seçim hileleri” yapıp, sizinle aynı kafadaki kişilere danışmanız, önyargılarınızı dengelemenize yol açmaz, aksine onları kuvvetlendirir. Yapıcı birlikte düşünme, çeşitlilik gerektirir.

Basit bir düşünsel geometri kuralı: Üzerine düşündüğümüz şey küçük veya kolay anlaşılır bir şey olmadığı sürece, farklı bakış açıları daima avantajlıdır.

Kaynak: Jag Bhalla, Big Think

Sevebilirsin...