Merhaba İsyanbul
Öncelikle tüm Opereysin okurlarına merhaba diyorum.
Uzun süredir yazı yazamıyorum, kusuruma bakmayın. Bir süredir tatildeydim.
Tatilden dönerken tahmin edebileceğiniz gibi müthiş bir trafik sıkışıklığıyla karşılaşıp sinir oldum. “Biz İstanbul’da yaşayanlar olarak bunlara alışmalıyız.” diyen kardeşlerimi buradan duyar gibi oluyorum. Haklısınız da, bir süre şehir dışında olunca, insan unutayazıyor.
“Ah!” diyorum. Şu güzide belediyelerimiz, trafik konusuna da bir el atsalar da, “Çözüm Bilmemkaç” isimli bir projeye imza atarak, dertlerimize derman olsalar. Hayat daha bir güzel olsa, kuşlar şakısa… Ehem…
Belediyelerin kulağını kızartmadan önce, trafik konusunda bize de düşen bazı görevler var elbette. Örneğin arabamızla gitmeyebiliriz tatile. Benzine vereceğimiz ücreti, şehirler arası otobüslere verebiliriz (Uçak da olur, artık ucuz nasıl olsa). Şehir içi seyahatlerimizde çok önemli işlerimiz olmadığı sürece İETT yada HALK otobüsleri gibi yeni kasa otobüslerimizi kullanabiliriz (Klimaları da var üstelik).
Daha başka bir sürü çözüm üretilebilir. Aklınıza gelen fikirler varsa,okumak benim için bir zevk olacak arkadaşlar.