Masai’yi işgal et!
Dışarıdan gelen haykırışlarla, bunaltıcı bir Masai öğlesinde gözlerimi açtığımda, uzaklardan gelen antilop yahnisi kokusunu duydum. Babamın hakimiyetini sorgulayan vatandaşlarımızı köy meydanında sıkı bir sopadan geçirtmesi alışılageldik bir durumdu. Ancak dışarıdan gelen gürültü, 1-2 kişinin dayak yemesiyle çıkıyormuşa benzemiyordu.
Yatağımdan doğruldum ve pencereye doğru yürüdüm. Malikanemizin dışını boydan boya kuşatan nereden baksanız iki Pigme boyundaki bahçe duvarları, dışarıda olan biteni görmeme engel oldu. Olanı biteni görmek için üstümü bile değiştirmeden odadan fırladım. Ancak dış kapıda duran 2 koruma, beni gördükleri anda önümü kestiler ve dışarıya çıkmama mani oldular. Onlara gürültünün neden kaynaklandığını sordum.
“Tepkili vatandaşlar haklarını istiyorlarmış!” dedi biri. “Hak mı? Ne hakkı?” diyecek oldum.
“Biz %99’uz. Siz %1’siniz diyorlar.” dedi karşımdaki 2. koruma. “Ee ne yapacaksınız?” diye sordum. “Babanızı henüz uyandıramadık. Şef Mtombe uykularından uyandıklarında, durumu anlatıp izni alacak, girişeceğiz” dedi biri. Sırıtarak “Sopaları yağlamaya başladık” diye ekledi öbürü.
Belli ki isyan kontrol altına alınana kadar beni dışarıya bırakmayacaklardı. Ancak durumu tam olarak görmem gerekiyordu. Neticede yanlış hatırlamıyorsam, tahtın 20 kadar varisinden biri de bendim.
Malikanemiz tek katlı ve çok geniş bir alana yayılıyor. Bir kaç yıl önce Fransa’dan getirttiğimiz meşhur bir mimar, modernist bir anlayışla seçtiği füturistik öğeleri, feodal yapımızla harmanlayarak çok göz alıcı ve hayat dolu bir mimari ile bu binayı tasarladı. Mimardan duyduğum bu tanımlamanın bir kelimesini bile anlamış değilim, ama ezberledim bir kere ve Kenya’ya gelen büyükelçilerin yanında büyük sükse yaptığı için size de söylemek istedim. Nasıl ama?
Neyse işte malikanemizin dümdüz bir çatısı var. Hemen oraya fırladım ve olan biteni kendi gözlerimle gördüm.
15-20 Masaili genç, üstlerinde yerel kıyafetler ile malikanemizin bahçe duvarına yanaşmış bağırıyorlardı. Ellerinde, üzerinde “Occupy Masai!” (Masai’yi işgal et!), “We are %99!” (Biz %99’uz!) gibi İngilizce sloganlar yazan pankartlar taşıyorlardı. Pankartlardan birinde de “Akıllı ol Mtombe! Destek çık Hanute!” yazıyordu. Hemen odama döndüm ve bilgisayarımla Google Translate‘e bağlanarak pankartların anlamlarını öğrendim. Google’da yaptığım küçük bir arama, “We are %99!” sloganının, Amerikalılar’dan alıntı olduğunu anlamama yaradı. Bir süre önce Wall Street’i işgal eden Amerikalı gençler, ülkelerindeki zengin azınlığın gelirin büyük bir kısmına sahip olduğunu gerekçe göstererek protesto gösterileri düzenlemeye başlamışlardı. Dünyanın bir çok yerinde, buna paralel gösteriler de düzenlenmişti.
Google Translate’e, pankartta gördüğüm diğer ifadeyi de sordum. Site, “Akıllı ol Mtombe! Destek çık Hanute!” sloganının Türkçe olduğunu söylüyordu. Murat aramızdan ayrılalı uzun zaman olmuştu, ama Masai’de Türkçe konuşacak başkası olmadığına göre bu cümlenin sahibi o olmalıydı.
Bir Uganda atasözü, “Liderin dikkatini çeken problemler çözülür” der. Evet, henüz lider değildim; ama bu gençler tahtımızı elimizden almazlarsa, gelecekte ben de lider olabilirdim.
Şimdi olayın aslını öğrenmem ve Murat’ın ne demeye çalıştığını çözmem gerekiyordu.
Önce prostestocu çocuklara ulaşmalıydım.