İstanbul’da İlk Türk Elçisi: “Tagma Tarkan”
Konu başlığını okuyan herkeste bir merak uyanmıştır. Akılda şunlara benzer sorular da uyanmaya başlamıştır: Kim bu Tagma Tarkan? İstanbul’a giden bu Türk elçisi ne amaçla, kime hizmet etmek için gitmiş, kimler göndermiş?
Bu soruların hepsine cevap bulacağınız yazıma başlamadan önce Tagma Tarkan’ın bağlı bulunduğu Köktürkler (Göktürkler) hakkında kısa bir bilgi aktarmalıyım.
Sizi bundan 1600 yıldan biraz fazlaca evvel bir tarihe götüreceğim. 401 yılında Kansu (bugünkü Çin sınırları içerisinde yer alır) bölgesinde kurulan Kuzey Liang Devleti’nin Türk tarihinde önemi büyüktür. Aşina önderliğindeki Köktürkler bu devletin içinde devletleşmemiş topluluk olarak yer alıyordu. Aşina önderliğindeki bu grubun ataları 19 Hun boylarından en asiliydi (Çin kaynaklarına göre). 439 yılında Kuzey Liang Devleti, Tabgaç Devleti (Kuzey Çin’deki en güçlü Türk devleti) hükümdarı tarafından yıkıldı. Bunun üzerine Aşina önderliğindeki yaklaşık 500 ailelik bir grup Juan-juanlara (Orta Asyalı bir kavimdir. Daha sonra Balkanlara kadar uzanıp Avar İmparatorluğunu kuran halk) sığındı ve oradan da Altay dağlarına yerleşti. Hatta bu dağlara yerleşme hareketi bazı tarihçiler tarafından meşhur Bozkurt Efsanesi ile birleştirilir.
Aşina önderliğinde bu grup Altay dağlarında yaşayan diğer Türk topluluklarıyla genişleyerek Köktürkleri oluşturdu. Köktürkler ilk zamanlarında Juan-juanlara bağlıydı ve onlara demir silahlar üretiyorlardı. 534 yılında Köktürklerin başında Bumin bulunuyordu. Bumin Batı Tabgaç devletiyle ilişkiler kurarak elçi gönderip, kabul etmeye başlamıştı. 546 yılına gelince Tölisler (Orta Asyalı bir boy), Juan-juanlara isyan etmişti. Bumin bu isyanı başarıyla bastırarak Tölisleri kendine bağladıktan sonra Juan-juan hükümdarı A-na-kuey’e elçi göndererek hükümdarın kızını istemişti. Bu olay hükümdarı kızdırdı ve : “Sen benim demir işlerimde çalışan bir kölemsin. Nasıl benden kızımı istersin?” mesajıyla Bumin’e elçi gönderdi.
552 yılında Bumin Juan-juanlara bağlılığını kopardı ve aynı yılın baharında ani bir baskınla Juan-juanları ortadan kaldırdı ve İl Kağan unvanıyla Ötüken merkezli imparatorluğunu ilan etti. Bumin Kağan aynı yıl uçup gitti. Yerine geçen oğullarından Mukan Kağan ve kardeşi İstemi Yabgu zamanında Köktürk Kağanlığı en parlak dönemine ulaştı. Çin, Sasani ve Bizans gibi Orta çağın yerleşik üç büyük gücünün kuzeyinde Mançurya’dan Karadeniz kıyılarına kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurdu.
Daha sonraları Birinci Göktürk Devleti zayıflayarak ikiye ayrıldıktan sonra 659 yılında Çin hâkimiyetine girmiş. Çin hâkimiyetine girildikten sonra verilen bağımsızlık mücadeleleri İlteriş Kağan’a kadar hep hüsranla sonuçlanmıştır. İkinci Göktürk Devleti ise İlteriş Kağan, Bilge Kağan, Kültigin ve vezir Tonyukuk zamanında muazzam zaferler kazanmışlardı. İkinci Köktürk Devleti Uygurlar tarafından ani bir baskınla 745 yılında yıkılmıştır. Doğu Köktürkleri 630-682 arasında 52 yıl, Batı Köktürkleri 659-690 arasında 31 yıl Çin tutsaklığında kaldılar.
Buraya kadar anlatılanlar Köktürklerin tarihi ile ilgili bilgilerden oluşmaktaydı. Şimdi ise İstanbul’a gönderilen ilk Türk elçimiz Tagma Tarkan hakkında bilgi vermeye çalışalım.
Orhun abidelerinde adı İstemi olarak geçen bu büyük kumandan ve devlet adamı Arap kaynaklarında Sincibû Hâkan, Bizans kaynaklarında Silzibul olarak geçer. Bu unvanlar “kıran, sürekli kazanan” anlamlarına gelmektedir. İşte bu büyük devlet adamı zamanında İpek Yolu mücadelesinde kıvrak zekasını kullanarak ilk önce Sasanilerle ittifak yapıp 557 yılında Akhun Devleti’ni yıktı. Bu ittifak dolayısıyla kızını Sasanilerin ünlü hükümdarı Nuşirevan’la evlendirdi. Bu evlilikten doğan Hürmüz, Türkzâd (Türk’ten doğma) lakabıyla anıldı. Fars ve Türk edebiyatının meşhur mesnevilerinden Hüsrev ü Şirin’in kahramanı Hüsrev, Hürmüz’ün oğludur. Hürmüz’ün annesi tarafından dedesi İstemi olmaktadır.
Sasanilerle Köktürkler arasındaki ittifak uzun sürmedi. Nûşirevan, İstemi’nin elçilerini öldürtünce İstemi bu defa Bizans’la ilişki kurdu. 567 yılında İstanbul’a, Soğdak tüccar Maniak başkanlığında bir elçilik heyeti ve bu heyetle birlikte İskitçe (Türkçe) bir mektup gönderdi. Elçilik heyetindeki Türk atlıları 567 sonlarında İstanbul sokaklarında dolaştı. 569 yılında Bizans da Zemarkos başkanlığında bir elçilik heyetini İstemi Kağan’a gönderdi. Zemarkos’la İstanbul’a giden Köktürklerin ikinci elçilik heyetinin başkanı Tagma Tarkan idi. Tagma Tarkan, İstanbul’da, Türkçe adını bildiğimiz ilk Türk elçisidir.
Ve bu büyük devlet adamının göndermiş olduğu Tagma Tarkan adındaki elçinin girişimleri işe yaradı. Bizans’la İstemi Kağan arasındaki diplomatik münasebetler kısa zamanda meyvesini verdi. Sasanilerle Bizans arasında 20 yıl sürecek olan (571-591) savaşlar başladı.
Ben tarih mezunuyum bu kadar ayrintili bilmiyorum.İskitce en eski Türk dilimi oluyor hocam
En eski Türkçe olarak bugün Göktürkçe kabul edilir(Yazi dili).Türk dilinin Sümerce’ye dayandıgını söyleyenler olmuştur.Hunlar döneminde de bir “Hun dili” vardı. Göktürk kitabe dilinin bu dilin değişmiş şekli olması muhtemeldir. Ayrıca Altın Elbiseli Adam’ın mezarı diye anılan M.Ö. 5. veya 6. yüzyıllara ait bir mezarda altından eşyaların içinde bulunan 26 harflik bir yazı bulunmuştur. Bu yazı da Göktürk alfabesine çok benzer bir alfabeyle yazılmıştır ve Türkçe’nin daha da eskilere dayandığının bir kanıtı niteliğindedir.