Tazmanya Canavarları Tehdit Altında
Geçtiğimiz Kasım ayında, bir grup bilim adamı, Tazmanya’ya bağlı olan Maria Adası’na yolculuk yaptı. Amaçları, Tazmanya’dan silindir kutuların içinde getirdikleri sağlıklı Tazmanya Canavarları’nı adaya bırakmaktı.
Peki neden?
Yeryüzündeki birçok canlı türü soylarının tükenmesi tehlikesi ile karşı karşıya. Ancak Tazmanya Canavarları ayrı bir tehlike ile, bulaşıcı bir kanser türü ile savaşıyorlar. Yüzlerinde gelişen bu kanser türü çabucak yayılma özelliğine sahip. Üstelik bir Tazmanya Canavarından diğerine geçebiliyor ve bulaştığı canlının birkaç ay içinde ölmesine sebep olabiliyor.
University of Sydney’den biyolog Katherine Belov bu konuda çok da ümitli değil: “Tazmanya Canavarları’nı kurtarmamız için çok az zamanımız kaldı.”
Gerçekten de bilim adamlarının kaybedecek zamanları yok. Şu ana kadar tümör sebebiyle Tazmanya Canavarları’nın %84‘ü öldü bile.
Uzmanlar artık bu enteresan kanser türünün iç yüzünü anlamaya başladılar ve bazı bilim adamları elde ettikleri verileri tedaviye, mümkünse bir kanser aşısına dönüştürmek için çalışıyorlar.
Elbette bu çalışmaların sonucunda Tazmanya Canavarlarını tedavi edebilecek bir ilacın bulunacağının garantisi yok ve bu yüzden Maria Adası’nı, Tazmanya Canavarları için kanser tehlikesinden korunacakları bir barınak haline getirmeyi amaçlıyorlar.
Tazmanya Canavarları Tazmanya’da tamamen yok olurlarsa, hastalığın da anakaradan silinmiş olacağını ve Maria Adası’ndaki sağlıklı Tazmanya Canavarlarının da doğal ortamlarına geri dönebileceğini belirtiyor Dr. Belov.
Biyologlar bu kanserle ilk olarak 90ların sonlarında karşılaşmışlardı. Tümör, Canavarın yüzünde veya ağzının içinde büyüyor, 6 ay içinde de Canavar hayatını kaybediyor. İlk ölümler Tazmanya’nın doğusunda görülmüştü ve yıllar geçtikçe kanserin yayılım alanı batıya doğru genişledi.
Bilim adamları tümörlü hücreleri incelediklerinde şaşırtıcı bir sürpriz ile karşılaştılar. Her bir tümörden alınan DNAlar, tümörün geliştiği Tazmanya Canavarının DNAsı ile eşleşeceğine, diğer Canavarlardaki tümörlerle eşleşiyordu.
Bunun tek bir anlamı vardı: Kanser, bulaşıcıydı ve bir hayvandan diğerine kolayca geçiyordu!
Normalde kanser, canlılar arasında yayılım göstermez. Yani bulaşıcı değildir. Bir insanın tümörlü organlarından organ nakli yapılmış ve bu yüzden kanser olmuş olan insan vakası bile literatürde oldukça az. Doğada bulaşıcı olduğu bilinen diğer tek kanser türü ise köpeklerde bulunan bir kanser tipi.
Kanserin hızlı yayılımının altında yatan sebep, Tazmanya Canavarları’nın tipik davranışları:
Tazmanya Canavarları sıklıkla birbirleriyle kavga ediyorlar ve bu kavgalar esnasında birbirlerinin yüzünü ısırıyorlar. Bu dövüşler esnasında Canavar bazen bir diğerinin tümörünü ısırabiliyor ve tümörlü hücreler saldıranın kan dolaşımına, oradan da yüzüne geçebiliyor. Bu sayede yüzünde bir tümör gelişiyor.
Normalde bir Tazmanya Canavarından alınan doku grefti diğer bir Tazmanya Canavarı’na nakledildiğinde, alıcı Tazmanya Canavarı’nda red reaksiyonu görülüyor. Yani Tazmanya Canavarları birbirlerinin dokularını yabancı olarak kabul ediyorlar.
Peki öyleyse niçin, diğer Tazmanya Canavarlarında gelişen bu kanserli hücreleri de yabancı olarak görüp öldürmüyorlar?
Bilim adamları, bunu kanser hücrelerinin kendilerini kamufle etme kabiliyetine bağlıyorlar.
Hükumet, hayvanat bahçelerinde ve hayvan barınaklarında 500’e yakın Tazmanya Canavarı’nı koruma altına aldı. Ancak bu hayvanların, yeniden tabiata bırakılamayacak kadar evcilleşme ihtimalleri var.
“Vahşi” Tazmanya Canavarlarının korunmasını amaçlayan Maria Adası Programı, bu açıdan büyük önem taşıyor.