Eskinin Kar Küreme Araçları
Şehirlerde yaşayanlar pek maruz kalmasa da karla kapanan yollar dünyanın bir gerçeği. Özellikle doğu illerimizde uzun süren karlı dönemler köylere ulaşımın kesilmesine yol açmakta. Artık teknoloji ilerledi. Artık bizim de modern kar küreme araçlarımız, kızaklı paletli ambulanslarımız var. 1870lerden bu yana, bu alanda yüzün üzerinde patent alındı. Peki eskiden ulaşımı sağlamak adına karla kaplı yollar nasıl açılırdı?
Silindir Üzerinde
Aslında insanların sedanlarla değil de at arabalarıyla dolaştıkları yıllarda etrafın karla kaplı olması çok da istenmeyen bir durum değildi. Fırtına ve tipi haricinde yola çıkmak sıradan bir olaydı. Bunun için arabanın tekerlekleri yerine kızak vs. kullanılırdı. Karın kalınlığı göz önüne alınıp, yolu bilen biri de bulundu mu artık korkulacak bir şey kalmazdı.
Yolları en elverişli hâlde tutabilmek için denenen birkaç usülden biri de kar yığınlarını düzleyen “kar silindirleri”ydi. Büyük baş ya da atlar tarafında çekilen dev bir silindir… Buz pisti hazırlamaya benzer bir teknik…
Atla Küreleme
1800lerin ortalarında birkaç kaşif kendi kar küreme yöntemlerinin patentlerin almıştı. Atla çekilen kar küreme araçları, yaya yoğunluğunun daha çok olduğu cadde ve sokaklarda kullanılıyordu.
Ama bu araçlar, 1888 Amerika doğu kıyıların vuran kar fırtınası karşısında hiçbir işe yarayamadı. Üç gün sonra pek çok yer 1,5 metreye kadar kara gömülmüş ve 12 metrelik yükseklikler oluşmuştu. Atlı küreme araçları da herkes gibi karın erimesini beklemek zorundaydı. Bölgedeki şehirler hazırlığın gerekliliği ile igili çok önemli bir ders almış oldu. Bir sonraki yıl daha çok araç görevlendirildi ve her araca belirli güzergahlar verilip fırtınanın erken aşamalarında yolları temizlemeye gönderildi.
Kar Püskürtücü
Yine yakın tarihlerde başka bir araç daha vardı ki; şehirde pek karşılaşılan türden değildi. Aslında günümüzde de değişik ebat ve türlerde mevcut. Kar püskürtücülerden bahsediyoruz. Bu türün ilk üyeleri ilk olarak, demiryolu işçilerin baş edemediği kapalı rayları açmak için istasyondan ayrılmış.
Torontolu bir diş hekimi olan J.W. Elliott, yoğun kar yağışı altında tesirsiz kalan basit demiryolu araçlarından farklı bir küreme aracı tasarlamaya karar verdi. Önünde dönen bıçaklarıyla rayların üzerinde yığılan karı ufalayacak ve bacasından fırlatacaktı. Tasarımını Kanada Pasifik Demiryolu’na sunsa da istediği cevabı alamadı. Ama yılmadı ve Orange Jull isimli bar kaşif ile tasarımı geliştirdi ve gerçek boyutlarda, çalışır bir prototip yapmayı başardılar. Tekrar başvurdukları demiryolu şirketi artık dayanamadı ve test sürüşü yapmayı kabul etti. Araç yolları kolayca açıyor ve karları 60 metre öteye fırlatıyordu. Yetkililer bu garip araçtan çok etkilendi ve sekiz adet kar püskürtücü siparişi verdi.
10 yıllar geçti ve kar püskürtücüler ucuzladı, ufaldı ve kullanımı kolaylaştı. Önce kamyonlara monte edildi, sonunda da marketlerde satılır oldu.
“Car” Küreme
Otomobiller at ve at arabalarının tahtına kurulunca kar problemi zirve yaptı. Çünkü artık ana caddeleri ve meydanları temizlemek yeterli olmayacaktı. Arabalar kuru ve emniyetli yollara ihtiyaç duyuyordu. Motorize tuz dökücüler işbaşı yapsa da bu genelde yeterli olmuyordu ve şehir yolları atlı küreleme araçlarının başa çıkabileceğinden daha büyüktü.
1920lerin başında Norveçli Hans ve Even Overaasen kardeşler ve New Yorklu Carl Frink ayrı ayrı arabaya monteli kar küreme araçları tasarladı. Görünüşe göre bu modern kar probleminin en başarılı çözümüydü. Frink’in başlattığı şirket bugün hâlâ kar küreme araçları üretiyor.
Harika bı yazı olmuş. Bu soğuk kış günlerine de fazlasıyla uymuş.