Meksika Körfezi’ndeki facia ilk değildi

Meksika Körfezi’ndeki facia ilk değildi

Şüphesiz ki Meksika Körfezi‘nde meydana gelen petrol sızıntısı, dünyadaki bütün çevreci insanları derin bir şekilde üzdü. Ama olaydan en çok üzüntü duyan tabii ki bölge halkı ve canlıları oldu. Yine para kazanma tutkusuyla dolu insanların ve şirketlerin ihmal ve lüzumsuz hataları sonucu yüzlerce canlı öldü, bitki örtüleri telef oldu. Bölge yaşanamaz hâle geldi.

İşin en sinir bozucu bir diğer yanı ise, bunun yetkili ve etkili merciler tarafından sanki bir doğal felaketmiş gibi lanse edilmesiydi. Meydana gelen bu sızıntıya getirdikleri çözüm (!) öneri ve teknikleri ise resmen alay etmekti. Önce sızıntının yayılımı dursun diye üzerine tonlarca çöp döktüler ve denizi daha da mahvettiler. Sonra da kurdukları kriz masasına danışman olarak Hollywood oyucusu Kevin Costner‘ı çağırdılar. Herhalde kazandığı Oscar ödüllerini platformdaki çatlakları sıkıştırmak için kullanmak istediler.

Bütün dünya bu felaketi ve ülke ve şirket yönetiminin bu krizi ele alış biçimini hayretler içerisinde seyretti. Bu olanlar gerçekten şaka gibiydi. Elbette geniş çaplı bir komedi malzemesi oldu. Petrol şirketine kesilen cezalar, ödenecek tazminatlar hep gülünç. Bu çapta bir felakete, çevre kirliliğine, hayvan ve bitki ölümlerine sebep olan bir platform derhal kapatılmalı ve bu şirketin bu alanda çalışmasına yönelik ruhsatı elinden alınmalıydı. Ama bu tip petrol şirketleri ülkelerle aşık attığı için olacak, sıradan bir suç işlemiş gibi ufak cezalar kesildi. Şirket de artık ne yapsın, bir aylık cirosunu veriverir mağdurlara ve ABD’ye. Meksika mı? O kendini kurtarsın. Neyse ki bu felakete o kadar da yakın değildi.

Tartışmalar sürerken, hatırlanması gereken bir gerçek var. Bu petrol faciası ilk kez yaşanmıyor. 1973 ve hatta 1937‘de de yine benzer felaketler yaşanmış.

aktif kuyu bulunmakta.

Florida Bataklığı ve kuzeye doğru olan komşu alanlar (ki buralara The Big Cypress yani büyük selvi diyorlar), çevresel tehditlere sıradışı bir biçimde hassastır. Geçtiğimiz temmuzda BM, bu bataklığı tehlikede olan Dünya Mirası alanları arasına dahil etti. 1993 ile 2007 yılları arasında aynı sebepten ötürü bu listede yer alıyordu ancak sonradan çıkarılmıştı.

70 yıldan uzun bir süredir, Meksika Körfezi‘nde, özellikle de Florida‘da; bir yandan petrol şirketleri ile toprak işletmecileri arasında, bir yandan da çevre koruma toplulukları ile bölgede balıkçılık ve avcılık yapanlar ve turizm endüstrisi arasında büyük bir çekişme var. 1973’te körfez sahil şeridi, Amerikan başkanı Nixon‘ın Ocak ayında açıkladığı Özgürlük Operasyonu‘nun ardından, petrol sondajları ve toprak geliştirme çalışmalarıyla, büyük bir baskı altındaydı. Söz konusu operasyon, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) tarafından konulan ambargonun etkilerini gidermek adına ev yapımı enerji kaynakları geliştirmek üzere yapılacak plan ve girişimler için bir çağrı niteliğindeydi. Aralık ayıyla birlikte, Amerika’nın kendi ihtiyacını karşılamasına destek için yapılan 5 yıllık plan dahilinde, 147 yeni sondaj cihazı kiralanması önerildi.

1975 senesinde Florida’nın hemen batısında gerçekleştirilen bu sondaj çalışmaları yüzünden, pek çok yer zarar gördü. Bunlardan biri de Florida Bataklığı‘ydı. Yukarıdaki karikatürde, o dönemde bataklığın üzerinde petrolden bir tabaka oluşması resmedilmiş. Tabelada ise bu petrol sızıntısı sebebiyle orasının artık bataklık olmadığı ve basanların üzerine yapışabileceği yazılı.

Meksika Körfezi'ndeki facia ilk değildi

Bir diğer karikatürde, petrol tehlikesi bir canavar olarak benzin pompası şeklinde çizilmiş. Körfez sularında dolaşan, oldukça tehlikeli bir deniz canavarı

Onlarca yıl boyunca çevreci kurumlar, Meksika Körfezi’nde petrol sondaj çalışmalarını yavaşlatmak hatta durdurmak amacıyla ısrarlı çalışmalar yaptı.

Bu çalışmalar, azimli (!) şirketleri yıldırmadı elbette. Ancak 1972’de Florida valisi Reubin Askew‘in hükumete -yukarıda bahsettiğimiz- Big Cypress gibi alanların koruma altına alınması için ricada bulunmasını sağladı.

Umarız bu tip felaketler dünyanın hiçbir yerinde bir daha yaşanmaz. Ancak felakete kesilen faturalar hafif, şirketlere karşı hükumetler pasif ve kuyulardan sızan petrol kesif olduğu sürece denizler ve sahiller ve orada yaşayan bütün canlılar tehlike altında.

Karikatürler Steven M. Johnson‘a aittir.

İsmail Sarbay

Hekim. Opereyşın'ın kurucu ortağı ve isim babası. Görseli yazıya tercih etmesiyle tanınır. Hobilerine titizlikle sarılır.

Sevebilirsin...