İnternette marka olmak
Bir hedefi olan her web sitesi, yola marka olmak için çıkmış demektir. Buradaki marka kelimesini, “en azından gözde bir muhitte büyükçe bir ofise sahip olan bir şirket” olarak anlıyorsanız, henüz internetin farklılığını kavrayamamışsınız demektir.
Neden mi? Açıklayalım.
İnternette bir konuyla ilgili araştırma yapacaksınız diyelim. Mesela bir kazak alacaksınız veya bir bilgi arayacaksınız.
Ne yaparsınız?
Eğer aklınıza bu işinizi görebileceğiniz bir websitesi gelmiyorsa, bir arama motorunu açacak ve arama yapacaksınız.
Bu konuda aklınıza gelen bir websitesi varsa, hemen onu ziyaret edeceksiniz.
İşte bir marka ile karşılaştınız bile!
Herhangi bir konuda aklınıza ilk gelen site veya siteler, internetin markalarıdır. Arama yapacaksanız, hemen bir arama motorunun adresini yazarsınız tarayıcınıza.
Aklınıza gelen adres, bir marka olmuştur çünkü.
İnternette “marka olmuş” denilebilecek bir site, pek çok kullanıcı tarafından alanında en iyi/en iyilerden olarak kabul edilebilen bir sitedir.
… ve bu marka sitelerin, günlük hayatımızda karşılaştığımız markalarla tahmin ettiğinizden de çok benzerlikleri vardır.
Bir ürün alacaksanız başka bir siteye, bir bilgi arayacaksanız, başka bir siteye gidersiniz.
Bir alışveriş mağazasında, bilgisayarınıza parça almayı düşünmeyeceğiniz gibi, bir online alışveriş sitesinde de bilgi aramazsınız.
Çünkü markalar, internette de sektörlere ayrılırlar.
En kaliteli video sitesi, anlamını aradığınız yabancı bir dildeki sözcük için size yardımcı olamaz.
Olmamalıdır da. Onun görevi, video sitesi olmaktır. En hızlı, en kaliteli video sitesi olmak…
En başarılı haber/belgesel kanalları; taviz vermedikleri prensipleri sebebiyle sevilirler.
O kanallarda hep şunun gibi haberlerin bulunacağını, asla bunun gibi haberlerin bulunmayacağını seyircileri bilir. Bunun aksine bir yayın anlayışına girilse bile, seyircilerden tepki alınır, eski düzene geri dönülür.
Yani, internette de marka olmak, bir alanda uzmanlaşmayı gerektirir.
Markalar, bir hedef ile ortaya çıkar, bir yükseliş periyodunun ardından zirveye otururlar. Bu meşakkatli yol boyunca, hareket tarzlarında çokça değişiklik olsa da, bir şey değişmez: Hedefleri…
Ne olmak istiyorlarsa, onu olmaya çalışırlar.
Daha çok para kazanmak için hedeften sapmak, markaların yapacağı iş değildir.
İnternette marka olacak siteler de, daha yola ilk başladıklarında bir hedefi olan sitelerdir. İsimleri buna göre verilir, tasarımları buna göre yapılır, içerikleri buna göre hazırlanır.
Yani, internette de marka olmak, bir hedef belirlemeyi gerektirir.
En başarılı markalar, logolarını, kullandıkları tasarım öğelerini, reklamlarını, stantlarını/mağazalarını standarta oturtabilmiş markalardır.
Pek çok markayı daha logosunu gördüğünüz anda, hatta bazen logonun rengini gördüğünüz anda tanırsınız.
Bunu zihninize kazımayı başarmıştır.
Başarılı bir web uygulaması da, böyle olmalıdır. Sayfaların arka plan renginden tutun da, en ücra köşesindeki bir sayfanın yazıtipine kadar standart ve özgün olarak hazırlanmalıdır.
Yani, internette de marka olmak, görselliğini standarta oturtmayı gerektirir.
Televizyon kanallarının bir tane isimleri vardır. Herkes onları bu isimleriyle bilir. CNN, BBC gibi… Bazen AAA, bazense BBB ismiyle yayın yapmaz kanallar.
Websiteleri de böyle olmalıdır. Kaliteli ve ziyaretçi toplayabilecek bir domain bulunmuşsa bile, aaa.com, her zaman AAA websitesinin sayfasına gitmelidir. Eğer BBB isimli websitesi bu alan adını almış ve kendisine yönlendirmişse, aaa.com yazarak siteyi ziyaret edenler bu siteye karşı antipati duyacaklardır.
Mağazaların açılış ve kapanış saatleri bellidir. Sabah 8’de açılacağını kapısına asan bir mağaza, öğlen açılma lüksüne sahip değildir.
Eğer böyle bir şey yapıyorsa da, marka değildir zaten. Markalar, ne zaman açılacaklarını, ne zaman kapanacaklarını, günün hangi saatind, müşterilerine neler sunabileceklerini belirlemiş olan şirketlerdir.
İnternette marka olmak da böyledir. Hiç bir internet markası, sayfasını kapatıp gidemez. Çok mecbur kalındığındaysa, sayfasına girenler için bir not iliştirir. Bir kapanıp bir açılan, zayıf bir server’da hizmet veren, bir-iki hafta habersizce internetten kaybolup, sonra hiç bir şey olmamış gibi geri gelen websiteleri marka olamazlar.
Çünkü internette de marka olmak, tutarlı yayıncılığı gerektirir.
İşin özü, internette marka olmak için, günlük hayatımızda marka olmuş şirketlerin yaptıklarını internete adapte etmeye çalışmak yeterlidir.
Birileri size hala sanal alemden bahsediyorsa gülüp geçin.
İnternet, sanal olarak görülmekten uzaklaşıp, gerçek dünyanın değerleriyle oynanan bir yer haline geleli çok oluyor.
Objeler farklı, amaçlar aynı.
Sanal alemde kazanmak için de, gerçekten çalışmak gerekiyor.
Hocam çok iyi bir yazı,tebrik ediyorum.