Susadım çeşmeyee!..
Son yılların popüler mevzusu küresel ısınma, bildiğiniz gibi. Küresel ısınmanın normal bir sonucu da susuzluk. “4 tarafımız deniz abii, nasıl olsa susuz kalmayız” edebiyatımızın geçersiz olduğunu, bölgemizde susuzluk ihtimalinin her geçen gün arttığını öğrendiğimizden beridir, hepimizde biraz daha suyu ayarında kullanma çabası var. Bir ara israf kelimesinin anlamını lügat açmadan hatırlayamayanlarımız vardı ama artık her kesimin “Tüketimde aşırıya kaçmayalım efem!” muhabbetlerine şahit oluyoruz.
Toplumumuzun temel adetidir: Bir problem İstanbul’da da yaşanıyorsa, büyüktür. Öteki şehirlerde benzer bir durum yaşanması kimseyi pek ilgilendirmez. Arka sayfalarda bir yerlerde haberi yayınlanır, hepsi bu.
İstanbul’un susuzluktan kırılabileceği haberlerinin yol açtığı paniğin büyüklüğünü de, bu bakışla anlamamız kolaylaşıyor. İstanbul’un barajlarının dün itibariyle doluluk oranları %42,51 olarak görünüyor.
Son 10 yılın en düşük değerlerine ulaşmamızın temel sebebinin ne olduğu konusunda tartışmalar var. Kimisi bu anormal azalmada sebebin kesinlikle küresel ısınma olduğunu söylüyor, kimisi “Olur mu öyle şey!” diyor, topu sıcak su akıntılarının bu sene farklı akmasına atıyor.
Kimi “Normal” diyor, kimi “Anormal”.
Hasılı durum deprem tahminlerini andırıyor, kimin haklı olduğunu anlamak zor olunca her kafadan bir laf çıkıyor.
Bu problem vaktinde fark edildi aslında. Belediye aylardır İstanbul’un susuz kalmaması için elinden geleni yapacağını söylüyordu. Hatta İSKİ, geçenlerde, mail gruplarında kayıtlı bütün e-mail adreslerine suyu tasarruflu kullanmayla ilgili birer mail yolladı. Yetmedi, evlere konuyla ilgili broşürler dağıttı.
Bu uyarıların başarılı olup olmayacağını zaman gösterecek. Eğer konuyu birinci ağızdan takip etmek isterseniz, İSKİ’nin web sitesine başvurabilirsiniz. Hem böylece “Aabi barajlar %10’a düşmüş, amcaoğlum söyledi” geyiklerine verilecek kaliteli bir cevabınız da olur, fena mı? 🙂
Her gün sayfalarındaki bilgilerin güncellendiğini söylüyorlar.
Bu yazıyı yazarken, dün geceden beri devam eden sağanak yağış etkisini sürdürüyordu.
Belki de problem “problemsizce” çözülür.
Kim bilir?
İSKİ Barajların doluluk oranları (15 günlük)
İSKİ Barajların doluluk oranları (12 aylık)
Yağmurla gelen su miktarları
tebrikler güzel bir yazı hazırlamışsınız. insanoğlu illaki birşeylerden ders almak için belalarla karşılaşmak zorunda mı? neden zaten çok büyük bir ahlâki erdem olan israf etmemeyi susuz kalınca anlıyoruz?