Ne için yarış?
Günlük işlerimizle uğraşırken, zaman zaman kendimizi tartışmaların tam orta yerinde buluveriyoruz. Fikirlerimizi savunacağız derken; yok yere karşımızdakileri kırabiliyor, işin tadını kaçırabiliyoruz. Tam da böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında hatırlanması gereken bir fıkra. Ne için yarıştığımızı bilelim diye…
Temel, askerliğini paraşütçü olarak yapıyormuş.
Kendisi gibi paraşütçü olan arkadaşı Dursun’la hangisinin daha iyi paraşütçü olduğu konusunda tartışmaya başlamışlar.
İddialarını yerde çözemeyeceklerini anlayınca da bir atlayış yapıp performanslarını kıyaslamaya karar vermişler.
Uçağa binmişler ve iyice yükseğe çıkmışlar.
İlk önce Temel uçaktan atlamış, paraşütünün ipini çekmiş ve açılan paraşüt ile yavaş yavaş aşağı doğru süzülmeye başlamış.
Arkasından Dursun da atlamış. Ancak paraşüt açılmamış.
Emniyet tokasını çekmiş, yine olmamış.
Dursun bir yandan paraşütü açmaya çalışıyor, bir yandan da hızla yere yaklaşıyormuş.
Bu arada Temel hızla Dursun’un yanından geçerken seslenmiş:
– Demek yarış istiyorsun ha…