En Yoğun Kişi

“Bir işi halletmek istiyorsan, onu en yoğun kişiye ver”.

İlk duyduğunuzda paradoks gibi görünse de, Elbert Hubbard’dan Benjamin Franklin’e kadar bir çok kişiye atfedilen bu anonim özlü söz, bir gerçeği çok güzel vurguluyor: Daha önce bir çok iş başarmış birisinin yeni bir işi DAHA başarma ihtimali, geçmişinde başardığı çok az iş olan birinin o işi başarma ihtimalinden daha fazladır.

Bir insan, daha önce hiç yapmadığı bir işin ne kadar çalışma gerektireceğini, kaç gün süreceğini, “boyunu” aşıp aşmadığını ancak tahmin edebilir (ve bu tahminlerin hata payı sıklıkla çoook yüksektir). Ancak o alanda geçmiş tecrübeleri varsa, gerçekçi tahminler yapması ve o işi alma kararını daha doğru şekilde verebilmesi mümkün.

Üstelik, çok yoğun bir çalışma takvimine sahip olan kişilerin, zamanları da daha “değerli” oluyor (Arz/talep dengesi). Bu nedenle zamanı etkin kullanabilme konusunda keskin yeteneklere sahip oluyorlar.

“Hayır” cevabı almayı hiç birimiz istemiyoruz. Acı veriyor. Arkadaşlarımızdan bir iyilik isterken bile, “Hayır” cevabı almak istemediğimiz için, daha az yoğun olan kişileri tercih etme eğiliminde oluyoruz.

Halbuki yoğun bir insandan yardım isteyip gerçekçi bir “Hayır” cevabı almak, yoğun olmayan birinden kolay bir “Evet” cevabı almaktan daha iyi. İlkinde hızlıca başka kişilere yönelebilir ve zaman kaybetmekten kurtulabilirsiniz. İkincisinde ise evet cevabının gerçek olup olmadığını ancak zaman gösterecektir. Yoğun bir insandan “Evet” cevabını alabildiğinizdeyse, o işi artık yapılmış kabul etme şansına sahipsiniz.

Buradaki püf nokta şu: Bahsedilen “yoğun kişiler”, sürekli meşgul görünen, ancak üretkenliği sıfır olan kişilerden değil; üzerine aldığı işleri sürdürebildiği için “sürekli yoğun” olan kişiler.

Benzer gibi görünse de, siyahla beyaz kadar fark var aralarında.

Çevreniz “gerçekten” yoğun kişilerden oluşuyorsa, başarılı olmanın en önemli şartlarından birini yerine getirmişsiniz demektir.

“Başarı genellikle onu arayamayacak kadar meşgul olanlara gelir.” demişler.

Yoğun olmak, iyidir.

İbrahim

Hekim. Yazar, beğenirse çevirir, kod yazarak eğlenir. 2002'den beri internette yazıyor.

Sevebilirsin...