Bebekler Doğum Dillerini Unuturlar mı?

Ebeveynler başka bir ülkeden bir çocuğu evlat edindiklerinde, bazı seçimler yapmak durumunda kalırlar. Bu seçimlerin sıkça rastlananlarından biri ise, çocuğun ait olduğu ülke ve kültürün ona ne ölçüde tanıtılması gerektiğidir. Yeni bir araştırma, çocukları doğdukları yerin kültürüne adapte etmenin bir faydasını daha açığa çıkarıyor: Çocuklar hiç kullanmamış olsalar bile, doğdukları yerde konuşulan dilin izlerini beyinlerinde taşırlar.

Yaşam Boyu Kalan İz

2017 yılında Royal Society Open Science adlı dergide yayımlanan çalışmada, Hollandalı iki grup incelendi. Bazıları 6 aylıktan daha küçükken, bazıları da henüz yürümeye başlamışken evlat edinilmiş 29 Kore doğumlu katılımcı birinci grup için seçildi. Bu gruptaki katılımcılar evlat edinildiklerinden beri Korece konuşmamış kişilerdi. Kontrol grubu olarak adlandırılan diğer grubu ise ana dili Hollandaca olan ve Korece bilmeyen 29 katılımcı oluşturdu. Araştırmacılar Hollandacadaki herhangi bir şeyle ilişkilendirilemeyen üç adet Korece ünsüzü seçti ve tüm katılımcılardan bunları telaffuz etmeye çalışmak için iki haftalık bir eğitim süreci geçirmelerini istedi. Araştırmacılar bu denemeleri kaydettiler ve ana dili Korece olan insanlara dinleterek puan vermelerini sağladılar.

Eğitim süreci boyunca, evlatlık alınmış olanlar, telaffuzlarını ana dili Hollandaca olanlara göre daha çok geliştirdiler. Aynı zamanda sesleri tekrarlamak konusunda da daha iyiydiler. Bu durum yeni doğanların beyinlerinde dili yeniden öğrenmelerini kolaylaştıran bazı kalıntıların en başta bırakılmış olduğunu gösteriyor.

Şaşırtıcı Sonuçlar

Bu çalışmanın şaşırtıcı bir sonucu, bebekken evlatlık alınmış olanlar ile henüz yürümeye başlamışken evlatlık alınmış olanların verileri arasında hiçbir farklılığın olmaması şeklinde göze çarptı. Bir yerde daha uzun süre kalındığında; orada konuşulan dilin izlerinin beyne daha sağlam bir şekilde kazınacağını düşünebilirsiniz ama bu araştırma bunun hiçbir etkisi olmayacağını gösterdi. Çalışmanın basın açıklamasında dilbilimci ve çalışma yazarı Mirjam Broersma bu durumu şöyle açıklıyor: “Yaşamın en başındaki aylarda bile kullanışlı dil tecrübesi saklanır ve kalıcı olan bilgi dil ile ilgili hangi kalıpların olası olduğu hakkındaki teorik bilgidir, örneklemek gerekirse sözcüklerle ilgili değildir.”

Kaynak: Curiosity

Sevebilirsin...