Nike Hakkında Bilmedikleriniz
Koşu ayakkabıları eskiden bu kadar rahat ve şık değillerdi. Lastik firmaları tarafından üretilen bu ayakkabılar oldukça ağır, hantal, kullanışsızlardı ve uzun süreli koşudan sonra ayakta yaralanmalara sebep olabiliyorlardı. Bu durumu değiştiren ve atletizmin sorunlarına karşı koyabilen mükemmel bir ayakkabı üretme fikrini geliştiren kişi, parkur antrenörü Bill Bowerman idi. Bowerman, Phil Knight ile birlikte 1964’te Nike’yi kurdu. Ayakkabıdan giyim kuşama kadar, firma adeta global bir marka oldu ve ABD ayakkabı pazarının 3’te 2’sine sahip bir pazarlama devi haline geldi.
1. İlk Nike Örnekleri Balık ve Kangurudan İmal Edilmişti
Bowerman 1950’lerde Oregon Üniversitesi’nde parkur antrenörü iken koşu ayakkabılarının tasarımından hiç hoşlanmıyordu. Alman tasarımı olanlar ithal ayakkabılar haricinde çoğu spor ayakkabı sporculara iyi bir destek sunmuyor ve ihtiyaçlarını karşılamıyordu. Bunun üzerine Bowerman kendi tasarımlarını denemeye başladı. Bu tasarımlarda kanguru derisi, kadife, geyik postu ve balık derisi kullanan Bowerman, okul atleti Phil Knight aracılığıyla da tasarımlarını test etme imkanı buluyordu.
2. Firma Bir Okul Ödevi Olarak Kurulmuştu
Knight 1960’ta Stanford’a geçmeden önce Oregon Üniversitesi’nde eğitim görüyordu. Bir gün dersteyken kendisinden iyi bir iş planı yapması istendi. Knight, Japonya’da daha ucuz maliyet ile daha iyi ayakkabı üretileceğini düşünerek yabancı iş gücünü kullanan, üniversite ve lise öğrencilerine pazarlanmaya yönelik bir ayakkabı markası önerdi. 1964’te Bowerman ve Knight, Japanese Onitsuka Tiger koşu ayakkabılarını ithal eden ve distribütörlüğünü yapan Blue Ribbon Sports firmasını kurdular. Bowerman ürünleri alıp koşuculara uygun hale getirmek için üzerinde ufak değişiklikler yapıyor, Knight da bu ayakkabıları arabasının bagajının arkasında satıyordu.
3. Logoları Sadece 35 Dolara Mal Olmuştu
Knight, Blue Ribbon markasını sağlamlaştırmaları gerektiğini fark edince, muhasebe eğitimi verdiği Portland Üniversitesi’nde bir öğrenciyle iletişime geçti. Carolyn Davidson, Knight ile şu andaki logoyu da içeren birkaç tasarım üzerinde çalışmak için anlaştı. Knight her ne kadar logoyu beğenmese de Blue Ribbon için bu logo kullanıldı ve Davidson’a önceden anlaşılmış olan 35 Dolar ödendi.
4. İlk Resmi Nike Ayakkabıları Parçalanmaya Karşı Dayanıksızdı
1971’de firma logosuyla satışa çıkan ilk spor ayakkabısı krampondu. Ayakkabı, sıcak iklime sahip olan Meksika’da üretilmişti ve firma ayakkabıyı soğuk iklim şartlarında test etmeyi akıl edememişti. Kış mevsiminde antrenman yapan atletler kramponu kullanmaya başladıklarında ayakkabının tabanı hemen çatlıyordu. Nike, ürettiği 10000 ayakkabının çoğunu, stokları bitirmek adına 7,95 Dolar’a satmak zorunda kalmıştı.
5. Beatles Davası
Nike 1987’de, bir Air Max ayakkabısı reklamı için “Revolution”ın lisansını almıştı. Beatles, Nike firmasına karşı dava açtı ve 15 Milyon Dolar talep etti.
Nike bu davayı protesto etti ve reklamlarını 1988’e kadar yayınlamayı sürdürdü.
6. Sloganları Bir Katilin Sözlerinden Esinlenerek Oluşturulmuştu
Cinayet hükümlüsü Gary Gilmore’un, kurşuna dizilerek idam edilmeden önceki son sözleri “Let’s do it” (Haydi yapalım) idi. Yaklaşık on yıl sonra, reklam şirketi yöneticisi Dan Wieden, Nike’ın yeni kampanyası için slogan bulmaya çalışırken aklına bu olay geldi. Gilmore’un son sözlerinden esinlenip sloganı “Just do it” (Yap gitsin) olarak belirledi ve slogan kalıcı oldu.
7. Micheal Jordan’ın Ailesi, Jordan’ın Nike ile Görüşmesi İçin Onunla Konuşmak Zorunda Kalmışlardı
Üniversite yıllarında ve profesyonel kariyerinin başlarında, Jordan’ın favori ayakkabısı Adidas idi. Adidas maddi problemler yaşamaya başladığında, Jordan’ın menajeri David Falk ona Nike ile görüşmesi gerektiğini ısrarla belirtmişti. Jordan reddetti ve Adidas ile devam etmek istediğini söyledi. Ancak daha sonra ebeveynleri tarafından, Falk’un önerisine uyması gerektiğine ikna edildi ve 1984’te Jordan, Oregon’daki Nike’nin genel merkezine giderek Nike ile anlaşma sağladı. Jordan ilk defa bir Nike giymiş olacaktı.