Canım Oğluma

Canım Oğluma
Geçmişten bir mektup…

Canım OğlumaCanım oğlum.

Orada da akşam oldu mu? Burada siyah bir yorgan gibi çöktü gecenin karanlığı.

Kendini sakın yalnız hissetme. Kalbim hep seninle ciğerparem. Belki sen başkalarının gözünde genç bir erkeksin. Ama benim gözümde daha çok küçüksün. Annelerin gözünde çocukları büyümüyor, kaç yaşına girerse girsin.

Sen doğduğunda ben de gurbetteydim canım oğlum. Ama sen doğunca bütün akrabalarımın yerine koydum sanki seni. Seninle güldüm, seninle ağladım.

Beraber oyunlar oynadık. İş yaparken bazen belime bağlardım. Orada iki büklüm uyurdun. Yatağına yatırınca hemen uyanırdın. O günlerin tadı damağımda hala.

Bir haftalıkken ateşlenmiştin. Öyle korkmuştum ki sana bir zarar gelmesinden!

Acısıyla tatlısıyla, yıllarca beraber yaşadık hayat yolculuğunda. Bazen ben sana destek oldum, bazen de sen bana.

Hep bu güzel söze uymaya çalıştım: “İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanırsın.”

Sizlere de doğruları aşılamaya çalıştım.

Aile mozaiğinin ilk çocuk parçası sensin. İki cihanda da yüzün ak olsun. Saadetler seninle olsun canım oğlum.

Eğer çok hafif bir rüzgar yüzünü yalarsa, “Annem yanağımı okşadı” diye düşün.

Eğer bir ağaçtan çiçek veya yaprak düşerse yüzüne, annem beni öptü de.

Seni çok seven annen…

Sevebilirsin...