Televizyonlarımız şaşırtmasını bilir!
Yakın dönem televizyon tarihimizin (eski dönemi yok zaten, hepi hepi 40 senelik bir mazi) unutulmaz televizyon geyiklerinden bir demet:
- Güner Ümit’in kadın kılığında Turnike sunması.
- Medyum Memiş’in Medyum Keto’ya yumrukla giriştiği saniyeler.
- Kaan Yakuphan’in haber sunduğu sırada arkasında bulunan dev panonun kafasına inmesi.
- Tolga Gariboglu’nun Hugo yarışmacısı küçük bir çocuktan küfür yemesi.
- Sevda Demirel’in canlı yayında Hande Ataizi’ne tokatla dalması
- Reha Muhtar’ın tavanda yürüyen sirk cambazı ile konuşurken ekranda kendi görüntüsünü ters çevirtmesi ve röportajı bas aşağı yapması.
- Mahsun Kirmizigül ile Seda Sayan’ın Reha Muhtar’la Show Haber’e telefonla bağlanmaları ve yaklaşık 3 saat boyunca “Sen beni sevdin, ben seni sevmedim.” geyiklerini tüm Türkiye’ye canlı dinletmeleri.
- Defne Samyeli’nin gece haberlerini sunarken (1998) “oyuncak pandayla uçak kaçırma” olayında telefonda bilgi veren şahsa “Panda canlı miydi efendim?” diye sorması.
- Atilla Taş’ın David Copperfield’in “sahneden kaybolma” gösterisine katılıp, Copperfield’e türlü türlü laflar sokması ve oyunun hilelerini milyonlara açıklaması.
- Kumkapı Cinayeti’nde öldürülen adamın karısının (Emine) karate dersinde hocasının, başındaki elma yerine kulağına “lönk!” diye indirdiği tekme
- Ali Sami Alkış’ın, Ahmet Çakar ile sağlam kapışıp bir sonraki programda O’na “Bana, senden köpekler gibi özür diliyorum demedin mi?” diye sorması..
- Milli Takım’ın kaybettiği bir maçtan sonra Amigo Orhan’ın stadın içinde sinsi sinsi bekleyip zamanın teknik direktörü Mustafa Denizli’ye uçarak kafa atması.
- Erman Toroglu’nun “Kale Arkası” programında stüdyoya boylu boyunca kale çizgisi niyetine tuvalet kağıdı serip oluşan o ilginç ortamda dakikalarca yorum yapması…
- İsmail Türüt’ün “Sıkı Dostlar” programında kendini kelebek sanarak cam sehpaya oturmak suretiyle sehpanın bütün yayın hayatına son vermesi…
- Sakıp Sabancı’nın kucağına bir hindi alıp “vak vak vak” seklinde sesler çıkarması…
- Jülide Ateş’in sunduğu “Hop Terelelli” adlı yarışmada, yarışmacının “Bir ülkeyi temsil eden değerli kumaş parçası?” sorusuna “İngiliz kumaşı!” diye cevap vermesi, Jülide Ateş’in bu cevap üstüne gülme krizine girip, 2 reklam arası verilmesine rağmen kendine gelememesi…
- Osman Durmuş’un mektup ile gelen şarbon tehlikesine karşı halkı bilgilendirmesi ve “aha işte bele açarsan bulaşır!..” diyerek mektubu paramparça etmesi.
- Şahane Pazar’da su altında nefes tutma yarışmasına katılan adamın boğulma tehlikesi geçirmesi ve bu süre boyunca herkesin “vay be adam rekoru ikiye katladı” deyip adama övgüler yağdırması…
- Bülent Karpat’ın “Hop Terelelli Tek Soruda 250” isimli yarışmada “Star öyle verir böyle verir, kazandırır…” diye naralar attıktan sonra elindeki telefonla canlı yayında Noter Nihat yerine bir vatandaşı araması ve vatandasın Karpat’ı bayağı bir dinledikten sonra “ne diyon kardeşim burası ev!” demesi…
- Telegol programında Ahmet Çakar’ın “Beşiktaş hakkında birileri bir şeylerin olması için düğmeye basıyor” lafından bir hafta sonra Reha Muhtar’ın programa katılması ve yanında bir buton getirip Ahmet Çakar’la “lütfen düğmeye basar misiniz” diye alay etmesi. Ahmet Çakar’in “soytarılığı bırakın!” diye çıkışması…
- Kibariye’nin annesi ile meşhur “sofeöerrrr-sofeöerrrr” röportaji…
- Levent Kırca’nın açlık grevine başlaması, ertesi gün vazgeçmesi…
- Telegol programında, yorumcu Zekeriya Alp’in reklam arasında fenalaşarak hastaneye kaldırılmasının ardından Güntekin Onay ve Ziya Şengül’ün gülme krizine girmeleri…
- Reha Muhtar’ın efsanevi falcılar programında alkollü olduğuna dair iddialar üzerine 1 hafta sonraki programında canlı yayında alkol kontrolü yaptırması…
- Erman Toroglu’nun masa örtüsü bozması ceket giymesi ve ileride o ceketin moda olacağını iddia etmesi…
- Kanal 6’nin Ceviz Kabuğu’nun canlı yayını esnasında “Hulki Cevizoglu’nun kanalımızla artık hiçbir ilgisi bulunmamaktadır!” seklinde altyazı geçmesi…