Anamın Üstüme Serdiği Bayramlar
Ben çocukken anam bayramda en güzel elbiselerimi giydirirdi. O yüzden elbiseler bayramda alınırdı bana. Yeni ayakkabılar, yeni üst-baş. Her şey yeni kokardı. Zaten her istenilen zamanda yeni bir şey alma gibi bir lüksümüz yoktu.
Ne komşularımız ne de akrabalarımız tatile gitmezlerdi. Biz de gitmezdik. Zaten gidecek kadar paramız da olmazdı. Bayramda evinde olmayanlar da olmaz değildi, ama onların nerede olduğunu da herkes tahmin ederdi. Yaşlı babası, muhtaç anası vardır ihtimal.
Şekerler toplardık biz. 3 mahalle aşağısını-yukarısını nasıl avucumuz gibi biliyorduk? Şu ev çikolota verir, bu evin bahçesinde köpeği var, şu evin sahibi cimri,.. Şimdi ki çocuklar yan apartmanda kimin yaşadığından haberdar mıdır acaba?
Kurbanlar olurdu.
Biz, kurbanı emredene kurban olurduk!
Genelde bir gün öncesinden alınırdı kurbanlar benim yaşadığım mahallede. En taze otları toplar koyardık önlerine. Camileri doldururduk sabahları, kabirlere gidilirdi, komşuya yardım edilirdi, yedi yere ulaştırmadan yememek adettendi. Gülerdi herkesin yüzü, güldürürlerdi, güldürürdük.
Bayram gecesi uyumak zordu. Elbiselerimi yastığın altına, ayakkabıları yatağın kenarına hiç koymadım ama; gözlerimi kapatır, yeni elbiselerim içinde kendimi resmederdim.
Şimdi sadece bir şeylerin eskisi gibi olmadığı biliyor ve özlüyorum…
Yoksulluktan üşürken; arefe günü yer yatağında anamın üstüme serdiği bayramları..!