Çünkü anneler anlar

Çünkü anneler anlar

O fotoğraftaki gözlerinin altı yorgunluktan çökmüş, bitkin düşmüş ama yüzünde sevimli bir gülümseme olan kadın benim.

Kucağımdaki kırmızı yüzlü bebek de sensin.

O gece de uyutmamıştın beni. Hemen her gece olduğu gibi.

Olsun…

Anneler uyumaz oğlum. Ta ki çocukları uyuyana kadar.

Beşikleri sallayan kollar, uykusuz annelere aittir çoğunlukla. Anneler çocuklarıyla uyur ve çocuklarının ağlamasıyla uyanır. Rahat bir uykuyu unutur.

Anneler güler oğlum. Çünkü anneler, çocuklarına hayat için model olurlar.

Ben hep gülümserim sana, hayata her zaman gülmen için. Ama ben çoğu zaman gülmem. Yalnızca senin yanında…

Anneler unutur oğlum. Hafıza kaybına uğramışcasına unutur, çocuklarının hatalarını.

Kendi doğurduğu, yetiştirdiği çocukların saygısızlıklarını, kusurlarını unutur.

Ne kadar kızarsa kızsın, çocuklarının kötü yanlarını değil, iyi yanlarını düşünür.

Anneler ağlamaz oğlum. En azından çocukların yanında.

Ben ağlamam. En azından senin yanında.

Çünkü beni ağlarken görürsen, sen de ağlarsın. Seni ağlatmaksa, beni çok daha fazla ağlatır.

Ağlamıyorsam, bundandır.

Anneler sabreder oğlum. Çocuklarına o acıların ulaşamaması için, acıların önünde yıkılmaz bir kale gibi dikilir.

Bükülmüş belleri, buruşmuş elleri, kardan daha beyaz saçlarıyla ihtiyar anneler; yıllar boyu yorulmanın ne demek olduğunu gösteren birer abidedir.

Buruktur kalpleri. Çırılçıplak ve kimsesiz bir bebeğe bir kimlik ve bir kişilik kazandırmış olmalarına rağmen unutulduklarını gördüklerinde, içleri yanar.

Hemen kalplerinin derinliklerindeki “mutluluk kasası”na yıllar boyu sakladıkları güzel hatıraları çıkarır, daha da güzelleştirir, tekrar tekrar yaşarlar.

Onlar, işte böyle mutlu olurlar.

Evet, o fotoğraftaki gözlerinin altı yorgunluktan çökmüş, bitkin düşmüş ama yüzünde sevimli bir gülümseme olan kadın senin eşin, benim gelinim.

Kucağındaki kırmızı yüzlü bebek de senin oğlun, benim torunum.

Görmesem de biliyorum. O gece uyuyamadı eşin.

Görmesem de biliyorum. Artık annelik tüm ağırlığıyla çöktü üzerine.

Sor bakalım, çocuğundan ayrı kalmanın ne demek olduğunu şimdi düşünebiliyor mu?

Anneler anlar.

Sor bakalım, şimdi beni anlayabiliyor mu?

İbrahim

Hekim. Yazar, beğenirse çevirir, kod yazarak eğlenir. 2002'den beri internette yazıyor.

Sevebilirsin...