Evcil Taş Satarak 6 Milyon Dolar Kazanmak

Kriptodan, hisse senedinden, ondan bundan zengin olma hikayelerini çok duyduk. Yeni bir şey keşfedip servete boğulanlar zaten bin yıllık mesele…

Ama bir adamın sahilden topladığı sıradan taşları satarak 6 milyon dolar kazandığını duymuş muydunuz?

Evet, bildiğiniz taştan bahsediyoruz. ve bildiğiniz sahilden…

İşte pazarlama tarihinin en absürt ve en zeki hareketlerinden birinin hikayesi.

Yıl 1975.

Amerikan halkının canı burnunda…
Vietnam Savaşı yeni bitmiş.
Watergate skandalı Nixon’ı koltuktan etmiş.
Ekonomi daralıyor, enflasyon yükseliyor.
Hippiler değilse bile umutlar çoktan solmuş.

Halk bezmiş. Güven dibe vurmuş. Herkes ya içten içe gülmek istiyor, ya da inanacak kadar saçma bir şey arıyor.

Tam o sırada sahneye bir adam çıkıyor: Gary Dahl.

Kaliforniya’da serbest çalışan bir metin yazarı olan Gary, bir akşam arkadaşlarıyla takılırken, herkesin evcil hayvanlarından dert yanmasını sıkılarak dinliyor. Ev kirliliği, gürültü, masraf…

“Madem çok dertlisiniz” diyecel oluyor ve bir espri patlatıyor:

“En mükemmel evcil hayvan nedir biliyor musunuz? Taş.”

Gülüyorlar tabi.

Ama Gary gülüp geçmiyor.
Bu iş aklına takılıyor.
Ya gerçekten taştan mamül bir “evcil hayvan” işi kursa nasıl olur?

Bu absürt fikri unutup gider başkası olsa. Ama Gary unutmuyor. “Hem” diyor “Para kazanırım”. Hem de tüketim kültürüne komik bir eleştiri getiririm, fena mı?”

Taş atıp da kolu mu yorulacak. Hemen kolları sıvıyor.

Meksika sahillerinden düzgün, gri taşları 3 cent’e toplatıyor. Taşları küçük delikleri olan, evcil hayvan kutusu gibi tasarlanmış ambalajlara koyuyor. Altına da biraz saman seriyor. Bir de tanımı adında bir isim buluyor: “Pet Rock” (Evcil Taş).

Ve 32 sayfalık şahane bir kullanım kılavuzu hazırlıyor: “Pet Rock’un Bakımı ve Eğitimi”

Ciddi gibi duran ama aslında absürt bir dille yazılmış bu kılavuzda şunlar yer alıyor:

  • “Otur” komutu (çok iyi oturur)
  • “Kal” komutu (hiç kıpırdamaz)
  • “Ölü taklidi yap” (rolünün hakkını verir)
  • Tuvalet eğitimi? Gerek bile yok, zaten tuvalet yapmaz.

Tutmuş mudur dersiniz?

Hem de ne tutmak! Taşlar kapış kapış satılıyor.

Gary reklama tek kuruş harcamadan, sadece zekice bir basın bülteni dağıtarak ürünün duyulmasını sağlıyor. Talk show’lar ürünü haber yapıyor, gazetelerde çarşaf çarşaf haberleri çıkıyor.

1975 Noel dönemine gelindiğinde, Pet Rock artık bir çılgınlığa dönüşüyor ki tanesi 3.95 dolardan satılıyor (bugünün parasıyla yaklaşık 22 dolar).

30-40 cent’e mal olan bir ürün için kazanç iştah kabartıyor.

Sadece birkaç ayda 1.5 milyon taş satıldıyor. Yani yaklaşık 6 milyon dolar hasılat. Enflasyonu göz önüne alırsak, bugünün parasıyla 34 milyon dolar!

Tabii herkes bu fikre bayılmıyor.

Bazıları “aklın iflası” diyor. Bazıları düpedüz kandırmaca… Anne babalar burunlarından soluyor. Çocuklar oyuncak istemiyor, taş istiyor neticede. “O kadar para vereceksek, bari bir şeye benzese ya!”

Ama reklamın iyisi kötüsü olmuyor. Bu öfke şakayı daha da büyütüyor. Çünkü insanlar şakanın bir parçası olmak istiyor.

Ve işin esprisi şu ki: Aslında Gary kimseyi kandırmıyor. Ne olduğu adından bile açıkça anlaşılan bir “şakayı” doğru şekilde ambalajlayıp komik bir kılavuzla sunuyor.

İnsanlar sattığı nesneyi değil, arkasındaki fikri satın alıyor.

Tabi ki her çıkışın bir inişi var: 1976 ortasına gelindiğinde satışlar düşüyor. Pet Rock’ın eski esprisi kalmıyor.

Gary birkaç yeni ürün deniyor: “Kum Üretme Seti” ya da “Red China Toprağı” gibi…

Ama yıldırım aynı yere iki kere düşmüyor.

“Kazandığıma sayayım” diyerek kenara çekiliyor. Bir dükkan alıyor, kitap yazıyor ve sessizce yaşamını sürdürüyor.

Bugün Pet Rock, pazarlama derslerinde okutuluyor ve girişimcilik programlarında örnek gösteriliyor. Popüler kültür analizlerinde ise hala konuşuluyor.

Çünkü bu hikâye birkaç şeyi öğretiyor:

  • Zamanlama > Teknoloji
  • Paketleme > Ürün
  • Hikâye > Şey
  • Mizah = Satış

Gary Dahl bir keresinde şöyle demişti:

“Bu bir şakaydı. Bir hicivdi. Ben sadece doğru paketledim.”

Bugün yapay zekâlar, milyar dolarlık girişimler konuşulurken…

Gary’nin sadece bir taş ve bir espriyle zengin olduğunu hatırlamakta yarar var.

Çünkü ânı yakaladı.

Ve bazen en saçma fikir, dünyanın en parlak fikrine dönüşebilir.

Yeterince ciddiye alırsan… ve yeterince şanslıysan… *

Kaynak: David Hauser (Twitter)

İbrahim

Hekim. Yazar, beğenirse çevirir, kod yazarak eğlenir. 2002'den beri internette yazıyor.

Sevebilirsin...