Her şeyi Tesla Keşfetmedi!
Nikola Tesla, Tarihin en üretken bilim insanlarından biridir. Belki de onu Thomas Edison gibi çağdaşlarıyla aynı seviyede anmak için çok geç kalınmasından dolayı, günümüz modern çağı internet aleminde herkesçe bilinen efsanevi bir figür haline getirmiştir. Ama internet, dahil olduğu hemen her konuda olduğu gibi, maalesef Tesla konusunda da bir çok abartının ve yanlış bilginin yayılmasına yol açmıştır. Aslında, alternatif akım (AC) başta olmak üzere, neredeyse her şeyi onun keşfetmiş olduğu iddiaları, hayal gücünden başka bir şey değildir.
Bir İnsanı Efsanelerden Arındırmak
“Bir telgraf ya da buhar makinesi, bir gramafon ya da fotoğraf, telefon ya da aklınıza gelebilecek her türlü önemli şeyi bulmak binlerce bilim insanının hayatına mal olabiliyorken, sonuncu kişi tüm ilgi ve tebriği alır, bizse geri kalanları tamamıyla unuturuz. Oysa ki onun yaptığı tek şey, sonuca minik bir parça katkıda bulunmaktır. Bu tür ibretlik olaylar bizlere, entelektüel gelişmelerin %99’luk kısmının emek hırsızlıklarından kaynaklandığını öğretmeli, basit ve açıkça çıkarmamız gereken ders, her ne olursa olsun mütevazı olmamız gerektiğidir. Fakat çoğumuz bunu yapamayız.” – Mark Twain
Ünlü bilim insanları hakkında meşhur olmuş bir çok efsanede olduğu gibi, Tesla’nın hikayesi de, kendisinden önce gelenlerin katkılarının göz ardı edilmesine dayanır. Tesla, 1856 yılında doğduğunda, AC (Alternatif Akım) sistemi 20 yıldan fazladır biliniyordu ve Tesla’nın gençlik yıllarında Alternatif Akım transformatörleri (Trafolar) ve deneysel güç akım sistemleri Avrupa’da yaygın olarak kullanılmaktaydı. AC üreten ilk alternatörün, 1832’de Hippolyte Pixii tarafından geliştirildiğini söylemek, Alternatif Akım’ın tamamen Tesla’nın bir ürünü olduğu iddialarını boşa çıkarmaya yeter sanırız. Ancak elbette Tesla, bu noktada çok önemli bir katkı yapmayı başarmıştı: Elektrik motorları yalnızca Doğru Akım ya da DC olarak bilinen sistem ile çalışabiliyorken, Tesla alternatif akım sistemi üzerinde çalışarak, uzun mesafede sorunsuz enerji taşımasında AC sistemini daha verimli hale getirmişti. Ancak Tesla’nın, AC sistemiyle çalışan bu elektriksel indüksiyon motoru, Galileo Ferraris’in aynı motoru yapmasından iki sene sonra gerçekleşmişti.
Tıpkı Tesla’nın aslında radyoyu keşfetmemiş olması gibi… Guglielmo Marconi, 1896 yılında Tesla ile birlikte kablosuz iletişimi sağlayan bir cihaz geliştirdi, fakat sonunda Nobel ödülünü Marconi almış oldu. Tüm bunlar 1895 yılında Rus fizikçi Alexander Popov’un kendi radyo alıcısını kamuoyuna tanıtmasından sonra gerçekleşti ve her iki cihaz da daha önce ortaya çıkmış pek çok bilim insanının geliştirmelerine dayanıyordu. Aynı şey radarın keşfi için de doğrudur. Tesla sahneye çıkmadan önce; bu konuda Marconi, Heinrich Hertz ve Christian Hulsmeyer ile birlikte radar teknolojisine büyük katkı sağlamışlardı. Bahsi geçen iki keşif nedeniyle, Tesla olmasaydı Wi-Fi teknolojisine sahip olamayacağımız söylenir ki, yanlış sayılmaz. Ancak Tesla da, Michael Faraday gibi bilim insanları olmadan AC sistemini keşfetmiş olamazdı. Teknoloji olgusu, tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar sorusu gibidir.
Öyleyse Neden Onu Tebrik Etmeliyiz?
Tüm bunlar Tesla’nın övgüyü hak etmediğini göstermez. Aksine Tesla, bilim dünyasına çok sayıda katkısı olmuş, çok fazla zorluk çekmiş bir dahi olmasına rağmen, hayat boyu ön planda olmayan, tanınmayan bir bilim insanıydı. Ömrünü idealleri uğruna harcayan bu bilim insanı, nazik vücut yapısına rağmen; ömrünün bir döneminde ağır işçi olarak bile çalışmak durumunda kalmıştı. Onun çalışmaları, bugün kullandığımız X-ray cihazlarından tutun da, uzaktan kumanda gibi bir çok aletin geliştirilmesinde büyük katkılar sağlamıştır.
Artık hepimiz bilim dünyasınca tanınan-tanınmayan herkes için, tüm sevgi ve içtenliğimizle teşekkür edebiliriz; büyük dahi, Nikola Tesla, yaşamımızı kolaylaştırdığın ve bizlere insanlık adına öğrettiğin her şey için teşekkür ederiz…
“Bırakın gelecek, gerçekleri söylesin.” – Nikola Tesla
Sizin söylediğiniz şekilde bakıldığında hiç kimsenin tek başına olmadığını bilmemiz lazım zaten. Fakat bütün olayları yakından takip edip daha çok kafa patlatan, uğraşan, emek veren insanın adının üste çıkması gayet normal bence.
Sizin dediğiniz gibi çalışmıyor bu sistem. Bunu şöyle düşünün, siz mühendislik okuyorsunuz Fizik, matematik ve kimya öğreniyorsunuz. Sonra kimsenin aklına gelmeyen bir şeyi bulup insanlığın hizmetine sunuyorsunuz. İşte buradaki püf noktası kimsenin aklına gelmeyeni ve ya gelse bile nasıl yapılması gerektiğini bilmeyeni ortaya koyabilmek. Yoksa sizde, bende ve milyonlarca mühendis ve bilim insanı da aynı şeyi okuyup, aynı soruları soruyoruz.
Bu mantıkla düşünürsek modern matematiğin kurumsal kurucusu Isac Newton’da türev, integral ve diferansiyel denklemlerin temelini oluşturan sonlu elemanlar teorisini geliştirirken eski yunan matematikçilerinin bile teorilerini kullanmıştır. Ancak bu temel bilgileri kullanması Newton’un modern matematiğin dehası olmasını değiştirmez. Newton teorisini ispat için 23 yıl kafa patlatmıştır.
Tesla zamanının çok ötesinde bir dehaydı ve dalganın gücünü tüm dünyaya ispat etti. Tesla bir tek alternatif akımı geliştirmekle kalmadı doğanın aslında dalgasal hareket eden bir yapıda olduğunu ve dalganın yönetilmesinin nasıl bir güç oluşturduğunu dünyaya öğretti. Yerküreden tutunda iyonosfere kadar dünyanın dalgasal hareketini ve rezonansın gücünü bizlere öğretti. Örneğinin radyoyu aslında Marconi’nin değil Tesla’nın bulduğunu Amerikan patent dairesi bile tescil etti.
Her ne kadar Philadelphia Deneyi gibi ispatı olmayan biraz magazinsel şehir efsanelerini dışarıda tutarsak Tesla’nın modern elektrik ve kinetik bilimine yaptığı katkılara büyük haksızlık ederiz..
Ben bir bilim insanı olarak kısaca çok büyük haksızlık olmuş bu yazı ve sitenize yakışmamış…
Maddi,manevi zorluklar yaşarken; hayal gücü yüksek, üretken ve idealist insan olmak zor zanaat, döneminin diğer bilim insanları gibi bir eli yağda, bir eli balda olsaydı neler üretebilirdi ?şeklinde bir soru sormak daha mantıklı. Bence insanlık neler kaybetti şeklinde okumak lazım Teslayı.