“Beygir gücü” de ne demek oluyor?
Arabalardan tutun, çim biçme makinelerine kadar; içinde motor bulunan aklınıza gelebilecek her makinede bu tanımı duyarız: Beygir gücü. Hadi arabalar bir nebze de, çim biçme makinelerinin atlarla, beygirlerle ne alakası vardır sahi? Bu garip ölçü birimi de nereden çıkmış?
Aslına bakarsanız “beygir gücü” tanımının kökeni gerçekten de atlara dayanıyor. Buhar motorlarının ilk günlerinde, 1872’de kaşif mühendis James Watt Newcomen buhar motorunda bazı belirgin değişiklikler yapar ve bu yeni versiyonu pazarlamaya başlar. Elinde Newcomen buhar motoru olan müşterilere yeni motorun yararlarını anlatması kolaydır, eski motorla kıyaslar ve hedefine ulaşır. Ancak gerçek anlamda para kazanmak istiyorsa, daha önce hiç bu motorları kullanmamış kişilere de motorlarını satabilmesi gerekmektedir. Çoğunluğu oluşturan bu kitle, hala makineleri çalıştırmak ve yük taşımak için atlardan yararlanmaktadırlar. Başarılı olmak için, bu insanların anladığı dilden konuşması gerektiğini fark eder.
Madende kömür çeken yük beygirlerini takip eder. Bir yük beygirinin, bir dakikada 150 kilogramlık kömürü 30 metre taşıyabildiğini fark eder, ki bu 746 Watt’a eşittir (Hikayenin diğer versiyonundaysa Watt, bir atın 12 fit yarıçaplı bir değirmen çarkını saatte 144 kez çevirebildiği ve çarka uyguladığı kuvvetin 180 libre-kuvvet olduğunu bulmuştur). Aklında şimşekler çakar, bu miktarı “bir beygir gücü” olarak belirleyerek, ilk adımını atar.
Aslında bu ölçüye göre atlarla motorları kıyaslamanın anlamsız olduğunun kendisi de bilincindedir, ancak hedefine kolayca ulaşır, satışlarını katlar.
Aradan yıllar geçse de, motor sahipleri “kaç atın gücüne denk” motorları olduğunu söyleyerek caka satmaya devam eder dururlar.