Kafein Almadan Enerjimizi Nasıl Arttırabiliriz?
İş, okul, sosyal hayat üçgeninde günlerimiz bazen çok yoğunlaşabiliyor. Genellikle kolaya kaçıyor, kafeinli içeceklerle günü kurtarmaya çalışıyoruz. Ancak bir ümit olarak sarıldığımız kafeinli içecekler, yarardan çok zarara sebep olabiliyorlar. Baş ağrıları, duygudurum değişiklikleri bu zararlardan sadece ikisi… Ancak kafein almadan da enerjimizi arttırmamız mümkün. Nasıl mı?
Yüksek Proteinli Çerezler
Uyuklamaya mı başladınız? Yüksek proteinli bir çerezle enerji takviyesi yapabilirsiniz. Bu yöntem basittir ama etkilidir. Üstelik abartmadığınız sürece yan etkisini de görmezsiniz.
Kısa Bir Antreman
Kendinizi yorgun hissettiğinizde, muhtemelen yapmak isteyeceğiniz son şey egzersiz yapmak olacaktır. Ancak yapılan araştırmalar, kısa bir ısınma çalışmasının, gün boyunca enerji düzeyi üzerinde olumlu etkisi olduğunu göstermiştir. Fitness Dergisine göre bu kazancı elde edebilmek için bir saat koşu bandında çalışmanız da gerekmiyor, çalıştığınız iş yerinin çevresinde hızlı bir yürüyüş de işinizi görecektir.
Akşamları veya sabahları belirleyeceğiniz bir saatte düzenli olarak yürüyüş yapmak da, zihninizi boşaltabilmeniz ve daha enerjik bir yapıya kavuşabilmeniz için yardımcı olabilir. “Boş boş yürümekten sıkılıyorum” diyorsanız, yolda gördüğün enteresan şeyleri fotoğraflayabilir veya kendinize bir mesafe veya süre hedefi belirleyerek yürüyüşü bir yarışa dönüştürebilirsiniz.
Soğuk Duş
Rahatlamak ve gevşemek için sıcak suyla banyo yapmanın yararlı olduğunu biliyoruz. Ancak amacınız bunun tam tersiyse, suyun sıcaklığını değiştirmeyi deneyebilirsiniz. Soğuk su, zihninizi uyarır ve kan dolaşımınızı hızlandırır. Böylece uyanıklık düzeyinizi arttırır. Tamamen soğuk su ile duş almak istemiyorsanız, duşu her zamanki sıcaklıkta alıp, son 5 dakika suyun sıcaklığını azaltmayı seçebilirsiniz. Bu da işinizi görecektir. Soğuk suyla banyo yapmaya hiç tahammülünüz yoksa, en azından gün ortasında yüzünüze soğuk su çarpmayı deneyebilirsiniz. Duş için bahsettiğimiz soğuk suyun, “buz gibi” olmaması gerektiğini de hatırlatmamızda yarar var. Titreyeceğiniz kadar soğuk bir su, hiç bir zaman tercih edilmez.
Az ve Sık Aralıklarla Beslenme
Ağır yemeklerden sonra uyuklamaya başladığınız anları hatırlıyor musunuz? Bunun sebebi, yemeklerden sonra kanımıza karışan şeker oranının ani olarak yükselmesi ve bunun düzenlenmesi için gereken süre zarfında vücudun bir anlamda sedanter duruma geçmesidir. Yapmamız gereken şey çok basit: Sık aralıklarla ve düşük kalorili öğünlerle beslenmeliyiz. Böylece kan şekerimiz hep belli bir düzeyde kalacak ve öğün sonralarının o aşina olduğumuz ataletinden de kurtulmuş olacağız. Bu şekilde beslenmek, kilo kontrolünde ve diyabetten korunmada da çok yararlıdır. Yani bir taşla bir kaç kuş vurmamız mümkün.
20 Dakika Erken Uyuma
Gün içinde işleri savsaklamak ve gece saatlerine sarkıtmak sıklıkla yaptığımız bir hata. Ancak böyle yaparak uyku süremizi de oldukça azaltmış oluyoruz. Az uyku, ertesi günü uyuklayarak geçirmemize, kendimizi enerjisiz ve bitkin hissetmemize sebep oluyor. Ancak bu alışkanlığımızı değiştirmenin kolay bir yolu var. Kalkış saatimizi ileriye almak yerine, gece yatış saatimizi 20-30 dakika geriye çekmeyi hedefleyelim.
Konuşma
Sıkıntılarınız paylaşın. Sizi üzen ve mutsuz eden durumlar olduğunda içinizi eşinize ve dostlarınıza açın. Bu şekilde yaşadıklarınızın üstesinden daha rahat gelebilirsiniz. Sürekli içinize atıp hiç söz vermediğiniz duygularınızın bir gün patlayıp size ve etrafınızdakilere zarar verebileceğini unutmayın. Bu arada mutluluğu da paylaşmak lazım elbette.