Bilinmeyen 10 Acil Servis gerçeği
Acil Servis’ler, hastanelerin belki de en meşakkatli bölümleridir. Diğer bölümlerde, genel bir programla hasta tedavisi yapılabilir, fakat acil servislerde durum çok farklıdır. Gelen hastalara hızla tedavi uygulanması gerekir ve genellikle hastaların problemlerini bulmak da acil servis çalışanlarına kalır. Bugün bir acil servis çalışanının ağzından, bilinmeyen 10 Acil Servis gerçeğini okuyalım isterseniz:
1. Gerçekten rahatsız olan hastaların genelde fazla şikayetleri olmaz. Çünkü şikayet edemeyecek kadar hastadırlar. Hastalık veya geçirmekte oldukları travma sebebiyle, ölümün eşiğindeki hastaların şikayetlerini alamazsınız. Ya enerjilerini bulundukları durum için harcamaktadırlar, yahut bilinçleri yerinde değildir.
2. Zıttı da genelde doğrudur: Çok hasta olmayan insanlar genelde çok şikayetle gelirler. Değişik şikayetlerle hastaneye gelen birisinin gerçekten hasta olup olmadığının ilk işareti, rahatsızlığını tafsilatıyla anlatıp anlatamamasıdır.
3. 1. ve 2. maddelerin birleşimi: Herhangi bir zamanda, istekleri en fazla olan hasta ve/veya hasta yakınları acil servisin en az hasta olanlarıdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, kendilerini anlatabilcek ve bir şeyler isteyebilecek halleri vardır.
4. Yine, aksi de doğrudur: İsteklerini tam olarak söyleyemeyen hastalar -veya hasta yakınları- daha ciddi problemlerle gelmişlerdir.
5. Dış dünyada güçlü bir kişiliği olan insanlar, küçük travmalarda veya basit rahatsızlıklarda daha kolay yıkılırlar. Birisini vurmak üzereyken yakalanan mafya üyelerinden biri, tetanoz aşısı yapılırken annesini çağırarak ağlayabilir. Harley-Davidson kullanan, deri kıyafetler giyen, sigara içen, sağlıklarını genelde hiçe sayan tipler; küçük düşüşün ardından geldikleri acil serviste dikiş atılacağını duyduklarında, sıkça inler, ağlar ve ardı ardına defalarca “Ne kadar acıtacak?” diye sorarlar.
6. Genellikle “Hasta değilim!” diyenler hastadır. 1. maddeyle de paralel olan bu durumda, hastalığını kabullenmek istemeyen kişi, ağrılarını veya rahatsızlıklarını reddeder. Bu kişiler genellikle sıkı çalışan insanlardır ve bir an önce hastaneden çıkıp normal hayatlarına dönmek isterler. Göğüslerini tutuyor olmalarına ve kardiyak kateterizasyon labaratuarına sedyeyle götürülmelerine rağmen, kalp krizi geçirmediklerini iddia eden adamlar gördüm. Yine bazıları, yüzlerinin sol yarısındaki güçsüzlüğü veya yürüme kayıplarını ciddi bir olay olarak görmüyor ve kalp krizinden kaynaklanmadığını iddia ediyorlardı.
7. Gariptir, dövmeli insanların pek çoğu, iğneden korkuyorlar.
8. Narkotik olmayan ağrı kesicilere karşı allerjisi olduğunu iddia edenlerin bir kısmı uyuşturucu bağımlısıdır. Allerjileri olan ilaçların bir listesini sağlık görevlisine vererek, dikkat çekmeden istedikleri ilaçları almaya çalışırlar.
9. “Yüksek düzeyde ağrıya toleransı” olduğunu iddia edenlerin çoğunda bu tolerans yoktur. Çünkü yüksek düzeyde ağrıya dayanabilen hastalar, hiç ağrı hissetmedikleri için, dayandıkları yüksek ağrılardan falan söz etmezler. Bazen, ağrıları normalin ötesinde algılayanlar, kendilerini avutmak için böyle olduklarını söylerler.
10. En iyi niyetli acil servis çalışanları bile, zaman zaman kafalarında bu ayrımları yaparlar.
Yazının hazırlanmasında Annie Walker’ın The Great Whatsit‘e yazdığı Ten ironies and truisms of the ER yazısından yararlanılmıştır.
Gerçekten çok doğru. Acil servislerde kısa bir süre geçiren herkes iyi bilir ki acil servisteki hastaların aslında %80i acil hastası değildirler. Ve yazıda söylendiği gibi bu hasta olmayan hastalar o kadar yorarlar ki acil hastalar atlanır ve çok üzücü sonuçlar olur. İnşallah olmaz ne diyelim:)